Page 140 - Adamlık Dini
P. 140
ADAMLIK DİNİ
mo dern, Av ru pai bir tar zı be nim ser, ki mi le ri de fark lı ve or iji nal
bir şey ler yap ma ya ça lı şa rak dik kat çek me ye, il gi top la ma ya ça lı -
şır. An cak fark lı olan yal nız ca me kan lar, de kor lar ya da çift le rin
bir bir le riy le ta nış ma şe kil le ri dir. Önem li olan nok ta, adam lık di ni
top lu mu nun her ke si min de ev li li ğin son de re ce çar pık bir man tık
için de uy gu la nı yor ol ma sı dır. Ev li lik, bir bi ri ni se ven ve sa yan iki in -
sa nın ni kah ba ğı ile bağ lan ma sı de ğil, için de yüz ler ce ca hi li ye ade -
ti nin ve ga rip ayin le rin yer al dı ğı, gös te ri şe, çı kar he sap la rı na da -
ya nan, sa mi mi yet siz ve ri ya kar ta vır lar la be zen miş bir ga rip mü es -
se se ha li ni al mış tır.
Kül tü rel ve top lum sal sta tü le ri ne olur sa ol sun her ke sim den
adam lık di ni men sup la rı nın, gös te ri şiy le, ha va at ma sıy la, bek len ti
ve men fa at le riy le ev li lik ola yı na yö ne lik te mel man tık ve yak la şım -
la rı, psi ko lo ji le ri aşa ğı yu ka rı bir bir le riy le ay nı dır: Ya ni, "Bi lin ki,
dün ya ha ya tı an cak bir oyun, '(eğ len ce tü rün den) tut ku lu
bir oya la ma', bir süs, ken di ara nız da bir övün me (sü re si ve
ko nu su), mal ve ço cuk lar da bir 'ço ğal ma-tut ku su'dur..."
(Ha did Su re si, 20) aye tin de bil di ri len ba kış açı sı nı ta şır ve har fi yen
uy gu lar lar. Za ten adam lık di nin de Al lah'ın rı za sı nın en ço ğu nu gö -
zet mek, Al lah'ın sı nır la rı nı ko ru mak, O'nun be lir le di ği şe kil de bir
ya şam sür dür mek gi bi kav ram lar yer al ma dı ğı na gö re, ge ri ye ka -
lan ye ga ne yol da ne fis, he va, he ves, tut ku ve ih ti ras la rın yo lu ol -
muş olur. Şe kil ler, yön tem ler de ğiş se de, zih ni yet hep ay nı ka lır.
Ev li lik Son ra sı
Önceki sayfalarda konu edindiğimiz çarpık zihniyet evlendik-
ten sonra da devam eder. İlk günün sabahı birbirlerini yataktan
kalktıkları halleriyle gören kadın ve erkek, ilk pişmanlık duygula-
rını tadarlar. Çoğunlukla, daha önceden birbirlerini o durumda
138