Page 262 - Darwin'in Anlayamadığı Kambriyen
P. 262

Darwin’in Anlayamadığı Kambriyen

                        Ancak bu satırları yazan Darwin, bu ara formların fosillerinin
                   bir türlü bulunamadığının da farkındaydı. Bunun teorisi için büyük
                   bir açmaz oluşturduğunu görüyordu. Bu yüzden, Türlerin Kökeni
                   kitabının "Teorinin Zorlukları" (Difficulties on Theory) adlı bölü-

                   münde şöyle yazmıştı:
                        Eğer gerçekten türler öbür türlerden yavaş gelişmelerle türe-
                        mişse, neden sayısız ara geçiş formuna rastlamıyoruz? Neden
                        bütün doğa bir karmaşa halinde değil de, tam olarak tanım-
                        lanmış ve yerli yerinde? Sayısız ara geçiş formu olmalı, fakat

                        niçin yeryüzünün sayılamayacak kadar çok katmanında gö-
                        mülü olarak bulamıyoruz... Niçin her jeolojik yapı ve her ta-
                        baka böyle bağlantılarla dolu değil? (Charles Darwin, The
                        Origin of Species, s. 172, 280)



                        Dar win'in Yı kı lan Umut la rı

                        An cak 19. yüz yı lın or ta sın dan bu ya na dün ya nın dört bir ya -
                   nın da hum ma lı fo sil araş tır ma la rı ya pıl dı ğı hal de bu ara ge çiş
                   form la rı na rast la na ma mış tır. Ya pı lan ka zı lar da ve araş tır ma lar da

                   el de edi len bü tün bul gu lar, ev rim ci le rin bek le dik le ri nin ak si ne,
                   can lı la rın yer yü zün de bir den bi re, ek sik siz ve ku sur suz bir bi çim de
                   or ta ya çık tık la rı nı gös ter miş tir.
                        Ün lü İn gi liz pa le on to log (fo sil bi lim ci) De rek W. Ager, bir ev -
                   rim ci ol ma sı na kar şın bu ger çe ği şöy le iti raf eder:

                        So ru nu muz şu dur: Fo sil ka yıt la rı nı de tay lı ola rak in ce le di ği -
                        miz de, tür ler ya da sı nıf lar se vi ye sin de ol sun, sü rek li ola rak
                        ay nı ger çek le kar şı la şı rız; ka de me li ev rim le ge li şen de ğil, ani -
                        den yer yü zün de olu şan grup lar gö rü rüz. (Derek A. Ager,






                                                   260
   257   258   259   260   261   262   263   264   265   266   267