Page 2 - Davamız Metafiziktir
P. 2
GİRİŞ
Geçmişte peygamberlerin ve salih müminlerin başlarından geçen imtihanların
bugün de birebir aynısının Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarının başından
geçmesi son derece metafizik bir durumdur. Allah'ın samimi ve halis müminler
üzerindeki yakın ve güzel takibinin, rahmet ve inayetinin bir neticesidir.
Salih müminler, Allah'ın imtihanı gereği tarihin her döneminde, kendilerine maddi
veya manevi zarar vermek isteyen art niyetli kişi ve çevrelerin husumet ve
saldırılarına maruz kalmışlardır. Yüce Kitabımız Kuran-ı Kerim'in pek çok
yerinde, müminlere karşı amansız bir kin, öfke ve nefret besleyen, haset,
kıskançlık ve intikam hisleriyle dolu bu kişilerin onlara sözlü ve fiili eziyet
verebilmek, kendilerince hakaret, iftira ve karalamalarda bulunmak amacıyla
büyük bir çaba gösterdikleri haber verilmektedir.
Kuran’da, Allah'a ve dine karşı olan birtakım insanların, müminleri kendi akıllarınca
incitmek ve diğer insanların gözünde küçük düşürmek kastıyla, KÖTÜ VE ÇİRKİN
SÖZLER sarf ettiklerini, "… sizden önce kendilerine kitap verilenlerden ve şirk
koşmakta olanlardan elbette çok eziyet verici (sözler) işiteceksiniz…" (Al-i İmran
Suresi, 186) ayetiyle bildirmiştir.
Sayın Adnan Oktar ve arkadaşları, 11 Temmuz 2018 tarihinden bu yana, hiçbir suçları
olmadığı halde bir avuç organize husumetli grubun yalan beyan ve iftiraları
sonucunda büyük bir kompoyla karşı karşıya kalmışlardır. Bu komplo sonucunda, çok
ağır itham ve iftiralara, görülmemiş haksızlık ve hukuksuzluklara uğramışlardır.
Halen de 14 aydır son derece ağır cezaevi koşullarında tutuklu
bulunmaktadırlar.
Bu durum onların çok önemli bir imtihan sürecinden geçtiklerinin açık bir
göstergesidir.
Bu imtihan sürecinde arkadaşlarımız, bir yandan da bazı medyanın çok ağır hakaret,
iftira ve karalamalarına maruz kalmışlardır. Uydurma ve düzmece haberlerle 14
aydır aralıksız sürdürülen bir "Manevi Linç" kampanyası boyunca, tüm deliller
lehlerine olduğu ve aleyhlerinde hiçbir somut suç delili bulunmadığı halde,
kamuoyuna adeta ağır suçlular, hatta daha da ileri gidilerek –haşa– sapkın insanlar gibi
tanıtılmışlardır. Daha davaları bile görülmeye başlanmadan masumiyet karineleri
hiçe sayılarak alenen "Yargısız İnfaz"a uğratılmışlardır.
Bu açıdan, Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarının bugün başlarına gelen zorlu
imtihanların, uğradıkları zulüm ve haksızlıkların, iftiraların tarih boyunca
birçok peygamber ve onlara uyan salih müminlerin başlarına gelenlerle büyük
benzerlik göstermesi son derece dikkat çekici, hatta mucizevi bir durumdur.