Page 7 - Davamız Metafiziktir
P. 7

Böylece onu taşıyarak kavmine geldi. Dediler ki: "EY MERYEM, SEN GERÇEKTEN
                      ŞAŞIRTICI  BİR  ŞEY  YAPTIN. Ey  Harun'un  kız  kardeşi,  senin  baban  kötü  bir  kişi
                      değildi ve annen de azgın, utanmaz (bir kadın) değildi."(Meryem Suresi, 27-28)

                   Ancak kavminin her türlü iftirasına, suçlamasına ve çirkin davranışına karşın Allah Hz.
                   Meryem'in iffetini ayetleriyle tasdik etmektedir:


                      İmran'ın kızı Meryem'i de (zikret). Ki o kendi ırzını korumuştu. Böylece Biz ona
                      ruhumuzdan  üfledik.  O  da  Rabbinin  kelimelerini  ve  kitaplarını  tasdik  etti. O,
                      (Rabbine) gönülden bağlı olanlardandı. (Tahrim Suresi, 12)


                   Allah Hz. Meryem'in iffetini ve masumiyetini, oğlu Hz. İsa (as)'ı büyük bir mucize olarak
                   bebek yaşta beşikteyken konuşturarak kavminin gözleri önüne sermiştir:

                      Bunun üzerine Meryem çocuğu gösterdi. "Biz, dediler, beşikteki bir sabî ile nasıl
                      konuşuruz?" Çocuk şöyle dedi: "Ben, Allah'ın kuluyum. O, bana Kitab'ı verdi ve
                      beni  peygamber  yaptı.  Nerede  olursam  olayım,  O  beni  mübarek  kıldı;
                      yaşadığım sürece bana namazı ve zekâtı emretti. Beni anneme saygılı kıldı;
                      beni bedbaht bir zorba yapmadı. Doğduğum gün, öleceğim gün ve diri olarak
                      kabirden kaldırılacağım gün esenlik banadır." (Meryem Suresi, 29-33)


                   Peygamber  Efendimiz  Hz.  Muhammed  (sav)  döneminde  de  mümin  topluluğunun
                   arasından  çıkan  bazı  kimseler, Peygamber  Efendimiz'in  eşi  Hz.  Ayşe  annemize
                   çirkin bir iftira atarak çok büyük bir günaha girmişlerdir. Allah Kuran’da iffetli ve
                   masum kadınlara yapılan iftiraların çok büyük bir suç olduğunu bildirmiştir:


                      Doğrusu,  uydurulmuş  bir  yalanla  gelenler, SİZİN  İÇİNİZDEN  BİRLİKTE
                      DAVRANAN BİR TOPLULUKTUR; siz onu kendiniz için bir şer saymayın, aksine o
                      sizin için bir hayırdır. Onlardan her bir kişiye kazandığı günahtan (bir ceza) vardır.
                      Onlardan (GÜNAHIN) BÜYÜĞÜNÜ YÜKLENENE ise büyük bir azap vardır.


                      Onu işittiğiniz zaman, erkek mü'minler ile kadın mü'minlerin kendi nefisleri adına
                      hayırlı  bir  zanda  bulunup:  "BU,  AÇIKÇA  UYDURULMUŞ  İFTİRA  BİR  SÖZDÜR"
                      demeleri gerekmez miydi?

                      Ona  karşı dört  şahitle  gelmeleri  gerekmez  miydi? Şahitleri  getirmediklerine
                      göre, artık ONLAR ALLAH KATINDA YALANCILARIN TA KENDİLERİDİR.


                      Eğer Allah'ın dünyada ve ahirette sizin üzerinizde fazlı ve rahmeti olmasaydı, içine
                      daldığınız dedikodudan dolayı size büyük bir azap dokunurdu.

                      O  durumda siz  onu  (iftirayı)  dillerinizle  aktardınız  ve  hakkında  bilginiz
                      olmayan  şeyi  ağızlarınızla  söylediniz  ve  BUNU  KOLAY  SANDINIZ. OYSA  O
                      ALLAH KATINDA ÇOK BÜYÜKTÜR. (Nur Suresi, 11-15)

                   Bir insana iftira atmak, o kişi hakkında bilgisizce yalan söylemek cahil bir insan için
                   oldukça  kolaydır.  Fakat  ayette  açıkça  bildirildiği  üzere, iftiranın  Allah  Katındaki
                   karşılığı son derece ağırdır. Ne var ki bir kısım cahil ve avam insanlar altına girdikleri
   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11   12