Page 288 - Risale-i Nur - Mektubat
P. 288
290 MEKTUBÂT
İkinci Yüzü: Âhirete bakar, Âlem-i Bekaya nazar eder, onun tarlası
hükmündedir. Bu yüzde bâkî semereler ve meyveler yetiştirmek var;
Bekaya Hizmet eder, fâni şeyleri bâkî hükmüne getirir. Bu yüzde dahi mevt
ve zeval değil, belki Hayat ve Beka cilveleri var.
Üçüncü Yüzü: Fânilere, yani bizlere bakar ki; fânilerin ve ehl-i
hevesatın maşukası ve Ehl-i Şuurun Ticaretgâhı ve Vazifedarların meydan-
ı imtihanlarıdır. İşte bu üçüncü yüzündeki fenâ ve zeval, mevt ve ademin
acılarına ve yaralarına merhem için o üçüncü yüzün iç yüzündeki Beka ve
Hayat Cilveleri var.
E l h a s ı l : Şu mevcudat-ı seyyale, şu mahlûkat-ı seyyare, Vâcib-
ül Vücud'un Envâr-ı İcad ve Vücudunu tazelendirmek için müteharrik
âyineler ve değişen mazharlardır.
İKİNCİ MAKAM:
Bir Mukaddime, Beş işarettir. Mukaddime iki Mebhastır.
Birinci Mebhas: Bu gelecek beş İşarette, Şuunat-ı Rububiyeti
rasad etmek için; birer sönük, küçük dûrbîn nev'inden birer temsil
yazılacak. Bu temsiller; Şuunat-ı Rububiyetin Hakikatını tutamaz, ihata
edemez, mikyas olamaz fakat baktırabilir. O gelecek temsilâtta ve geçen
Remizlerde, Zât-ı Akdes'in Şuunatına münasib olmayan tabirat, temsilin
kusuruna aid’dir.
Meselâ: Lezzet ve sürur ve memnuniyetin bizce malûm manaları,
Şuunat-ı Mukaddeseyi ifade edemiyor; fakat birer Ünvan-ı Mülahazadır,
birer Mirsad-ı Tefekkürdür. Hem dahi şu temsiller; muhit, azîm bir Kanun-
u Rububiyetin küçük bir misalde ucunu göstermekle, Rububiyetin
Şuunatında o Kanunun Hakikatını isbat ediyor. Meselâ bir çiçek Vücuddan
gider, binler Vücud bırakarak öyle gider denilmiş. Onunla azîm bir Kanun-
u Rububiyeti gösteriyor ki; bütün bahar, belki bütün dünyadaki mevcudatta
bu Kanun-u Rububiyet cereyan ediyor.
Evet Hâlık-ı Rahîm, bir kuşun tüylü libasını hangi Kanunla
değiştiriyor, tazelendiriyor; o Sâni'-i Hakîm aynı Kanunla, her sene Küre-i
Arz'ın libasını tecdid eder. Hem o aynı Kanunla, her asırda dünyanın
şeklini tebdil eder. Hem aynı Kanunla, Kıyamet vaktinde Kâinatın suretini
tağyir edib değiştirir.
Hem hangi kanunla zerreyi, mevlevî gibi tahrik ederse; aynı
Kanunla Küre-i Arz'ı meczub ve Semaa kalkan mevlevî gibi döndürüyor ve
o Kanun ile Âlemleri böyle çeviriyor.. ve manzume-i şemsiyeyi gezdiri-
yor...