Page 342 - Risale-i Nur - Mektubat
P. 342

344                                                                                                              MEKTUBÂT


                                 Onuncu Mes'ele

                         [Ziyaretçilere  aid  bazı  dostlar  tarafından  ihtar  ile,  bir
                   düstur izah edilmek istenilmiştir. Onun için yazılmıştır.]

                  Malûm olsun ki: Bizi ziyaret eden, ya hayat-ı dünyeviye cihetinde
           gelir; o kapı kapalıdır. Veya Hayat-ı Uhreviye cihetinde gelir. O cihette iki
           kapı var: Ya şahsımı mübarek ve makam sahibi zannedib gelir. O kapı dahi
           kapalıdır.  Çünki  ben  kendimi  beğenmiyorum,  beni  beğenenleri  de
           beğenmiyorum.  Cenab-ı  Hakk'a  çok  şükür,  beni  kendime  beğendir-
           memiş.  İkinci  cihet, sırf Kur'an-ı Hakîm'in Dellâlı olduğum cihetledir. Bu
                                    ِ
           kapıdan girenleri, ْ ِينع لاوْس ا َّ  ا ل ْ ر  ْ   لع kabul ediyorum. Onlar da üç tarzda


           olur: Ya dost olur, ya Kardeş olur, ya Talebe olur.

                  D o s t u n   h a s s a s ı   v e   ş a r t ı   b u d u r   k i : Kat'iyyen,
           Sözler'e ve Envâr-ı Kur'aniyeye dair olan Hizmetimize ciddî tarafdar
           olsun; ve haksızlığa ve bid'alara ve dalâlete Kalben tarafdar olmasın,
           kendine de istifadeye çalışsın.

                  K a r d e ş i n   h a s s a s ı   v e   ş a r t ı   ş u d u r   k i : Hakikî
           olarak Sözler'in Neşrine ciddî çalışmakla beraber, beş Farz Namazını
           eda etmek, yedi kebairi işlememektir.

                  T a l e b e l i ğ i n   h â s s a s ı   v e   ş a r t ı   ş u d u r   k i :
           Sözler'i kendi Malı ve Te'lifi gibi hissedib sahib çıksın ve en  mühim
           Vazife-i Hayatiyesini, Onun Neşir ve Hizmeti bilsin.

                  İşte şu üç tabaka benim üç şahsiyetimle alâkadardır. Dost, benim
           şahsî  ve  zâtî  şahsiyetimle  münasebetdar  olur.  Kardeş,  Abdiyetim  ve
           Ubudiyet  noktasındaki  şahsiyetimle  alâkadar  olur.  Talebe  ise,  Kur'an-ı
           Hakîm'in  Dellâlı  cihetinde  ve  Hocalık  Vazifesindeki  şahsiyetimle
           münasebetdardır.

                  Şu görüşmenin de üç meyvesi var:

                  Birincisi:  Dellâllık  itibariyle  Mücevherat-ı  Kur'aniyeyi  benden
           veya Sözler'den Ders almak. Velev bir Ders de olsa.

                  İkincisi: İbadet itibariyle Uhrevî Kazancıma hissedar olur.

                  Üçüncüsü:  Beraber  Dergâh-ı  İlahiyeye  müteveccih  olup  Rabt-ı
           Kalb ederek, Kur'an-ı Hakîm'in Hizmetinde el-ele verip, Tevfik ve Hidayet
           istemek.
   337   338   339   340   341   342   343   344   345   346   347