Page 510 - Risale-i Nur - Mektubat
P. 510

512                                                                                                              MEKTUBÂT

                                                                       Sahife No:

           Sırrını beyan eder. Ve Ezanın faidesi, yalnız bir köy ahalisini Namaza
           davet  değil,  belki  Kâinat  sarayında  mevcudata  karşı  umum  mahlûkat
           namına bir İlân-ı Tevhid olduğunu beyan eder.

                  İKİNCİ RİSALE OLAN İKİNCİ KISIM ........................398-404
                        ِ
                         ْ سا َّ  ِ  ى ْ ْ ل ل ْ ن  ْ ده  ُ   ُ ُ    ِ  ْلِز    ى ْ ْ ُا ْ ن   ْ ف ي ْ ه ْ ْ  لا ْ ق ْ ر ْ ٰا ْن     ا ْ ن ْ ا ْ َّل ْ اذ  ْ ضمرْ ْ ر ْ هش


                                                                   ُ

                               ِ  ْ قر ا ْ ن       ُ       ى ْ ْ و ْ ا ْ  ل ْ ف  ٰ  ُ     ِ  ْ ْ م ْ ن ْ ا ْ  ل ْ ه ْ د  ْ تا            ْ ْ و ْ بْ ْ ِي ْ ن

           Âyetinin bir Sırrını, Sıyam-ı Ramazanın yetmiş Hikmetlerinden dokuz
           Hikmetinin beyanıyla o Sırr-ı Azîmi tefsir ediyor. O dokuz Hikmet, o
           kadar hakikî ve kuvvetli ve cazibedardırlar ki; Müslüman olmayan da
           onları  görse,  Oruç  tutmak  için  büyük  bir  iştiyak  ve  bir  hevese  gelir.
           Kendine  Müslüman  deyip  Oruç  tutmayanların,  bu  Hikmetlere  karşı,
           hacalet ve hatalarından ezilmeleri lâzımgelir.

                  ÜÇÜNCÜ RİSALE OLAN ÜÇÜNCÜ KISIM ...............405-406

                  Kur'an-ı Mu'ciz-ül Beyan'ın Enva'-ı İ'cazından göz ile görünecek
           kısmının  beş-altı  vechinden bir vechini, yeni bir Kur'anı yazmakla gös-
           termeye   dairdir.  ْح لاْمْد      ُ  ِ ِ ٰ
                                  ْللّ ْ  ,  öyle  bir  Kur'an  yazıldı. Ümmetçe Hâfız
           Osman  Hattıyla  makbul  Kur'anın  aynı  Sahifelerini  ve  Satırlarını
           muhafaza etmekle beraber; Lafzullah, mecmu' Kur'anda ikibin sekizyüz
           altı defa tekerrür ettiği halde; nâdir ve nükteli müstesnalar hariç kalıp,
           mütebâkîsi Tevafuk ettiğini anladık, sahife ve satırlarını tağyir etmedik.
           Yalnız  biz  tanzim  ettik.  O  tanzimden  hârika  bir  Tevafuk  tezahür  etti.
           Yazdığımız  Kur'anın  parçalarını  bir  kısım  Ehl-i  Kalb  görmüş,  Levh-i
           Mahfuz  hattına  yakın  olduğunu  kabul  etmişler.  Bu  Risale  ise;
           Tevafukat-ı  Kur'aniyeye  dair  olduğu  münasebetiyle,  sırf  bir  İşaret-i
           Gaybiye  olarak,  hiçbirimizin haberimiz olmadan, ibtida te'lif ve birinci
           tesvidinde  onbir  ْرْ ٰاْن   ْ ق  Kelimesi; birtek Sahifede, birer Satırda, bir sıra-
                               ُ   ُ
           da  Hatt-ı  Müstakim  ile  Tevafukları,  Tevafuk-u  Kur'aniyedeki  Lem'a-i
           İ'caziyenin  bir  Şuaı  şu  Risalede  bu  hârika  Letafeti  gösterdiğini,
           görenlere kanaat geldi.

                  Bu   Üçüncü    Kısmın    mütebâkî    mes'eleleri    ile    Dördüncü
   505   506   507   508   509   510   511   512   513   514   515