Page 83 - Risale-i Nur - Mektubat
P. 83

ONSEKİZİNCİ  MEKTUB                                                                                        85


                  İşte  Sahabe  ve  Asfiya - i  Müctehidîn  ve  Eimme - i  Ehl - i Beyt,
                           ِ
                 ِ
              ِ
            ة

             ت
              باث ءٰٓ اي   شَهْا قئ   ٰٓ اقح derler  ki,  Cenab-ı Hakk'ın  bütün Esmasıyla hakikî
           ٌ
                َ َ
                     ْ َ
                             َ َ
                          ُ
           bir surette Tecelliyatı var. Bütün eşyanın, Onun İcadıyla bir vücud-u ârızîsi
           vardır.  Ve  o  vücud  çendan  Vâcib-ül  Vücud'un  Vücuduna  nisbeten  gayet
           zaîf  ve  kararsız  bir  zıll,  bir  gölgedir;  fakat  hayal  değil,  vehim  değildir.
           Cenab-ı Hak, Hallak İsmiyle Vücud veriyor ve o Vücudu idame ediyor.

                  İ k i n c i   T e m s i l: Meselâ şu menzilin dört duvarında dört tane
           endam âyinesi bulunsa, herbir âyine içinde her ne kadar o menzil öteki üç
           âyine ile beraber irtisam ediyor.. fakat herbir âyine, kendinin heyetine ve
           rengine  göre  eşyayı  kendi  içinde  ihtiva  eyler;  kendine mahsus  misalî  bir
           menzil  hükmündedir.  İşte  şimdi  iki  adam  o  menzile  girse;  birisi  birtek
           âyineye  bakar,  der  ki:  "Herşey  bunun  içindedir."  Başka  âyineleri  ve
           âyinelerin içlerindeki suretleri işittiği vakit, mesmuatını o tek âyinedeki iki
           derece gölge olmuş, Hakikatı küçülmüş, tegayyür etmiş o âyinenin küçük
           bir köşesinde tatbik eder. Hem der: "Ben öyle görüyorum, öyle ise Hakikat
           böyledir." Diğer adam ona der ki: "Evet sen görüyorsun.. gördüğün Haktır;
           fakat  vaki'de  ve  nefsülemirde  Hakikatın  hakikî  sureti  öyle  değil.  Senin
           dikkat ettiğin âyine gibi daha başka âyineler var; gördüğün kadar küçücük,
           gölgenin gölgesi değiller."

                  İşte  Esma-i  İlahiyenin  herbiri,  ayrı  ayrı  birer  âyine  ister.  Hem
           meselâ:  Rahman,  Rezzak  Hakikatlı,  asıl  oldukları  için,  kendilerine  lâyık,
           Rızka  ve  Merhamete  muhtaç  mevcudatı  ister.  Rahman  nasıl  hakikî  bir
           dünyada Rızka muhtaç Hakikatlı zîruhları ister; Rahîm de, öyle hakikî bir
           Cennet'i  ister.  Eğer  yalnız  Mevcud  ve  Vâcib-ül  Vücud  ve  Vâhid-i  Ehad
           İsimleri hakikî tutulup öteki İsimler onların içine gölge olmak haysiyetiyle
           alınsa, o Esmaya karşı bir haksızlık hükmüne geçer.

                  İşte  şu  Sırdandır  ki:  Cadde-i  Kübra,  elbette  Velayet-i  Kübra
           sahibleri  olan  Sahabe  ve  Asfiya  ve  Tâbiîn  ve  Eimme-i  Ehl-i  Beyt  ve
           Eimme-i  Müctehidînin  caddesidir  ki,  doğrudan  doğruya  Kur'anın
           birinci tabaka Şakirdleridir.

                                                           ِ
                      مي   ك   حْلا م ي   لعْلا     ت    ك     نَا  ى َ ْ َ  ِ      نا    ٰٓ انت   مىلع  ام     ىها ِ      ٰٓ انَل  مْل   ع َه    ك    َ    ناحبس
                                             ْ َ َ
                           ُ
                              َ
                                                 َ َ
                    ُ
                                                         َ َ
                        َ
                                                                 َ َ ْ ُ
                                         ِ
                           ِ
                                                          ِ
               با   هوْلا تنَا كنا ةم   حر كندَل    نم انَل بهو انتيد   ه  ذا دعب انبوُل   ق ْغِزت    َه ان    ر   ب
                                                                       ُ
              ُ  ى َ  َ ْ َ ى ا َ  ْ َ َ ْ  ْ ُ  َ  ْ َ َ َ َ  َ ْ َ  ْ َ ْ َ َ  ُ َ  َ ى َ
                                                                ِ
                ٭   ع   مجَا  ِ    ِب  ه    حص و   ِ   هلۤا    ٰٓ ِ   ع ٰ ڌ       و    ٭   مَلاعْل ِ   ل  ةم   ه   ر   ح    تْلسر   َا نم       َ    ٰ ڌع    ملس    و ل   ص ِ    َ    مهٍللَا
                                                               ْ ِّ
              َ
                                                                   َ ِّ
                                                   َ ُ َ ْ ا َ
                                     َ َ َ
                                         َ
                                                     َ ْ
                       ْ َ َ
                 َ ْ
                                                        ْ َ
                                                                         ى ُ
                                                                 َ
   78   79   80   81   82   83   84   85   86   87   88