Page 62 - İnsanın Apaçık Düşmanı Şeytan
P. 62
İnsanın Apaçık Düşmanı Şeytan
Şirk Al lah'a kar şı iş len miş bü yük bir gü nah ve nan kör lük tür. Bu
yüz den Al lah bü tün gü nah la rı af fe de bi le ce ği ni, an cak şir ki ke sin lik le
af fet me ye ce ği ni bil dir miş tir:
Ger çek ten, Al lah, Ken di si 'ne şirk ko şul ma sı nı ba ğış la maz. Bu nun
dı şın da ka la nı ise, di le di ği ni ba ğış lar. Kim Al lah'a şirk ko şar sa,
doğ ru su bü yük bir gü nah la if ti ra et miş olur. (Ni sa Su re si, 48)
Şirk o kadar büyük bir tehlikedir ki, bütün bir ömrünü Allah'a iba-
det etmekle geçiren kimseler bile bu konuda çok titiz olmalıdırlar.
Çünkü yapılan bütün salih ameller, şirk olduğu takdirde boşa gider.
Bu yüzden şeytan, hayatlarını Allah'a adamış müminlere şirk koştur-
mak için türlü tuzaklar hazırlar, uygun fırsatlar bekler. Kimi zaman
insanları, kimi zaman parayı, kimi zaman da başka yolları kullanmayı
dener. Örneğin kazanılan bir zaferin ardından yapılan "bunu sen ba-
şardın" telkini de şeytanın bu amaçla hazırladığı bir tuzaktır. Böylece
kişiyi, Allah'ın kontrolü dışında şahsi bir gücü olduğuna inandırmaya
çalışır. Peygamber Efendimiz (sav) de bir hadisinde Allah'tan başka
güç sahibi olmadığını hatırlatarak şeytandan Allah'a sığınmanın öne-
miyle ilgili olarak şöyle buyurmuştur:
Allah'tan başka İlah yoktur, o tektir, şeriksizdir. Arz ve semanAn mülkü
O'na aittir. Bütün hamdler O’nadır, O herşeye kadirdir." de... Taşlanmış
şeytandan Allah'a sığın. (Kütüb-i Sitte, MuhtasarA Tercüme ve Şerhi,
Prof. Dr. İbrahim Canan, 16. cilt, s. 311)
Mü min le r, amel le ri nin bo şa git me si ne ne den ola bi le cek her tür -
lü teh li ke ye kar şı son de re ce dik kat li ol ma lı dır lar. Bu nun için Ku -
ran'da mü min le re ya pıl mış çok açık bir uya rı var dır:
An dol sun, sa na ve sen den ön ce ki le re vah yo lun du (ki): "Eğer şirk
ko şa cak olur san, şüp he siz amel le rin bo şa çı ka cak ve el bet te sen,
hüs ra na uğ ra yan lar dan ola cak sın. "Ha yır, ar tık (yal nız ca) Al lah'a
kul luk et ve şük re den ler den ol." (Zü mer Su re si, 65-66)
60