Page 108 - Allah'ın Güzelliklerinden Bir Demet 2. Cilt
P. 108
terli değildi. Öyle ki Darwin'in, varsayımlarını öne sürdüğü dö-
nemde genetik, mikrobiyoloji, biyomatematik gibi bilim dallarının
daha hiçbiri ortada yoktu. O dönemde genetik kanunları ve kro-
mozomların yapısı biliniyor olsaydı, Darwin, Lamarck'tan devral-
dığı "edinilen fiziksel özelliklerin sonraki nesillere aktarılması" id-
diasına asla kalkışmayacaktı.
Yine o dönemde bilim dünyası, hücrenin yapısı ve fonksiyon-
ları hakkında son derece yüzeysel bir anlayışa sahipti. Eğer Dar-
win elektron mikroskobu gibi bir teknolojiye sahip olsaydı, hüc-
redeki ve hücrenin organellerindeki akıl almaz karmaşıklığa bizzat
şahit olacaktı. İçiçe geçmiş böyle muhteşem bir sistemin küçük
küçük değişimlerle meydana gelemeyeceğini kendi gözleriyle gö-
recekti. Eğer biyomatematik gibi bir bilim dalından haberi olsay-
dı, değil hücrenin, tek bir protein molekülünün bile rastlantı ve
tesadüflerle oluşamayacağını anlayacaktı.
Kısaca, sözünü ettiğimiz bu bilimler Darwin'in tezlerinden da-
ha önce keşfedilmiş olsaydı, Darwin, teorisinin tamamen bilim dı-
şı olduğunu görecek ve böyle anlamsız bir iddiaya kalkışmayacak-
tı. Zira türleri belirleyen bilgiler genlerde mevcuttu ve Darwi-
nizm'in temeli olan doğal seleksiyonun genlerde değişiklikler
meydana getirerek yeni türler türetmesi mümkün değildi.
Darwin'in kitabının yol açtığı yankılar sürerken Avusturyalı
botanikçi Mendel 1865 yılında kalıtım kanunlarını keşfetti. Men-
del'in yüzyılın sonuna kadar pek duyulmayan keşifleri 1900'lü yıl-
ların başında genetik biliminin ortaya çıkmasıyla önem kazandı.
Yine aynı yıllarda genler ve kromozomların yapısı keşfedildi.
1950'li yıllarda genetik bilgiyi saklayan DNA molekülünün keşfi
ise teoriyi büyük bir krize soktu.
Bu tür bilimsel gelişmelerin yanısıra, yıllarca süren kazılarda, il-
kel türlerin kademe kademe gelişmişe doğru evrimleştiğini gös-
106