Page 110 - Allah'ın Güzelliklerinden Bir Demet 2. Cilt
P. 110
ortasından bu yana dünyanın dört bir yanında hummalı fosil araş-
tırmaları yaparak bu ara geçiş formlarını aramaktadırlar. Oysa,
150 yıla yakın bir süredir, büyük bir hırsla aranan bu ara geçiş
formlarından eser yoktur.
Aslında Darwin de bu ara geçiş formlarının yokluğunun farkın-
daydı. Fakat yine de aranan ara geçiş formları gelecekte bulunacak-
tı. Ancak bu ümitli bekleyişine rağmen, teorisinin en büyük açma-
zının bu konu olduğunu görüyordu. Bu yüzden, şöyle yazmıştı:
Eğer gerçekten türler öbür türlerden yavaş gelişmelerle tü-
remişse, neden sayısız ara geçiş formuna rastlamıyo-
ruz? Neden bütün doğa bir karmaşa halinde değil de, tam
olarak tanımlanmış ve yerli yerinde? Sayısız ara geçiş formu
olmalı, fakat niçin yeryüzünün sayılamayacak kadar çok kat-
manında gömülü olarak bulamıyoruz... Niçin her jeolojik ya-
pı ve her tabaka böyle bağlantılarla dolu değil? Jeoloji iyi de-
recelendirilmiş bir süreç ortaya çıkarmamaktadır ve belki
de bu benim teorime karşı ileri sürülecek en büyük itiraz
olacaktır. (Charles Darwin, The Origin of Species, London:
Senate Press, 1995, s. 134.)
Darwin'den bu yana yoğun bir şekilde hep bu fosiller arandı,
fakat evrimciler için sonuç acı verici bir hayal kırıklığıydı. Bu dün-
yada hiçbir yerde -ne bir kıtada, ne de bir okyanusun derinlikle-
rinde- türler arasında herhangi bir ara geçiş formuna rastlanama-
dı. Yapılan kazılarda ve araştırmalarda elde edilen bütün bulgular,
evrimcilerin beklediklerinin aksine, canlıların yeryüzünde birden-
bire, eksiksiz ve kusursuz bir biçimde ortaya çıktıklarını gösterdi.
Evrimciler, gerçek dışı teorilerini kanıtlamaya çalışırlarken, kendi
elleriyle Yaratılış gerçeğinin delillerini ortaya çıkarmışlardı.
Ünlü İngiliz paleontolog (fosil bilimci) Derek W. Ager, bir ev-
rimci olmasına karşın bu gerçeği şöyle itiraf eder:
108