Page 139 - İyilerin İttifakı
P. 139

Adnan Oktar (Harun Yahya)


             fi zik sel de ği şik lik le ri son ra ki nes le ak ta rı yor lar, ne sil den ne si le bi -
             ri ken bu özel lik ler so nu cun da ye ni tür ler or ta ya çı kı yor du. Ör ne -
             ğin La marck'a gö re zü ra fa lar cey lan lar dan tü re miş ler di, yük sek
             ağaç la rın yap rak la rı nı ye mek için ça ba lar ken ne sil den ne si le bo yun -

             la rı uza mış tı.
                Dar win de ben ze ri ör nek ler ver miş, ör ne ğin Tür le rin Kö ke ni ad lı
             ki ta bın da, yi ye cek bul mak için su ya gi ren ba zı ayı la rın za man la ba -
             li na la ra dö nüş tü ğü nü id dia et miş ti. (Charles Darwin, The Origin of
             Species: A Facsimile of the First Edition, Harvard University Press,
             1964, p. 184.)
                Ama Men del'in keş fet ti ği ve 20. yüz yıl da ge li şen ge ne tik bi li miy le

             ke sin le şen ka lı tım ka nun la rı, ka za nıl mış özel lik le rin son ra ki ne sil le re
             ak ta rıl ma sı ef sa ne si ni ke sin ola rak yık tı. Böy le ce do ğal se lek si yon "tek
             ba şı na" ve do la yı sıy la tü müy le et ki siz bir me ka niz ma ola rak kal mış
             olu yor du.


                Neo-Dar wi nizm ve Mu tas yon lar
                Darwinistler ise bu duruma kendilerince bir çözüm bulabilmek
             için 1930'ların sonlarında, "Modern Sentetik Teori"yi ya da daha

             yaygın ismiyle neo-Darwinizm'i ortaya attılar. Neo-Darwinizm,
             doğal seleksiyonun yanına "faydalı değişiklik sebebi" olarak mutas-
             yonları, yani canlıların genlerinde radyasyon gibi dış etkiler ya da
             kopyalama hataları sonucunda oluşan bozulmaları ekledi. Bugün
             de hala bilimsel olarak geçersiz olduğunu bilmelerine rağmen, Dar-
             winistlerin savunduğu model neo-Darwinizm'dir. Teori, yeryü-
             zünde bulunan milyonlarca canlı türünün, bu canlıların, kulak, göz,

             akciğer, kanat gibi sayısız kompleks organlarının "mutasyonlara",
             yani genetik bozukluklara dayalı bir süreç sonucunda oluştuğunu
             iddia etmektedir. Ama teoriyi çaresiz bırakan açık bir bilimsel gerçek
                                          137
   134   135   136   137   138   139   140   141   142   143   144