Page 159 - İyilerin İttifakı
P. 159
Adnan Oktar (Harun Yahya)
bir de şu anda elinizde tuttuğunuz bu kitaba. Arada büyük bir netlik
ve kalite farkı olduğunu göreceksiniz. Üstelik, TV ekranı size iki bo-
yutlu bir görüntü gösterir, oysa siz üç boyutlu, derinlikli bir pers-
pektifi izlemektesiniz.
Uzun yıllardır on binlerce mühendis üç boyutlu TV yapmaya,
gözün görme kalitesine ulaşmaya çalışmaktadırlar. Evet, üç boyutlu
bir televizyon sistemi yapabildiler ama onu da gözlük takmadan üç
boyutlu görmek mümkün değil, kaldı ki bu suni bir üç boyuttur.
Arka taraf bulanık, ön taraf ise kağıttan dekor gibi durur. Hiçbir
zaman gözün gördüğü kadar net ve kaliteli bir görüntü oluşmaz. Ka-
merada da, televizyonda da mutlaka görüntü kaybı meydana gelir.
İşte evrimciler, bu kaliteli ve net görüntüyü oluşturan mekaniz-
manın tesadüfen oluştuğunu iddia etmektedirler. Şimdi biri size,
"odanızda duran televizyon tesadüfler sonucunda oluştu, atomlar
biraraya geldi ve bu görüntü oluşturan aleti meydana getirdi" dese
ne düşünürsünüz? Binlerce kişinin biraraya gelip yapamadığını şu-
ursuz atomlar nasıl yapsın?
Gözün gördüğünden daha ilkel bir görüntüyü oluşturan alet te-
sadüfen oluşamıyorsa, gözün ve gözün gördüğü görüntünün de te-
sadüfen oluşamayacağı çok açıktır. Aynı durum kulak için de
geçerlidir. Dış kulak, çevredeki sesleri kulak kepçesi vasıtasıyla top-
layıp orta kulağa iletir; orta kulak aldığı ses titreşimlerini güçlendi-
rerek iç kulağa aktarır; iç kulak da bu titreşimleri elektrik
sinyallerine dönüştürerek beyne gönderir. Aynen görmede olduğu
gibi duyma işlemi de beyindeki duyma merkezinde gerçekleşir.
Gözdeki durum kulak için de geçerlidir, yani beyin, ışık gibi sese
de kapalıdır, ses geçirmez. Dolayısıyla dışarısı ne kadar gürültülü
de olsa beynin içi tamamen sessizdir. Buna rağmen en net sesler be-
157