Page 183 - Kuran'da İhlas
P. 183

Harun Yahya (Adnan Oktar)


                                  l
                                                              l
                                            l
                                                         l
                                                           l
            in sa nın im kan sız se nar yo a ra, saç ma ık ve man tık sız ık ar a do -
            lu id di ala ra inan ma a rı an a şı a bi ir. An cak dün ya nın dört bir ya -
                                       l
                                  l
                            l
                                    l
                        l
            nın da ki in san a rın, şu ur suz ve can sız atom a rın ani bir ka rar a
                                                  l
                                                                 l
            bi ra ra ya ge ip; ola ğa nüs tü bir or ga ni zas yon, di sip in, akıl ve şu -
                      l
                                                       l
            ur gös te rip ku sur suz bir sis tem e iş e yen ev re ni, can ı ık için
                                         l
                                                            l
                                                             l
                                            l
                             l
                                   l
            uy gun olan her tür ü özel i ğe sa hip olan Dün ya ge ze ge ni ni ve
                                                 l
                                 l
                       l
            sa yı sız komp eks sis tem e do na tıl mış can ı a rı mey da na ge tir di -
                                                l
            ği ne inan ma sı nın, "bü yü"den baş ka bir açık a ma sı yok tur.
                                                  l
              Nitekim, Allah Kuran'da, inkarcı felsefenin savunucusu olan
            bazı kimselerin, yaptıkları büyülerle insanları etkilediklerini Hz.
            Musa (as) ve Firavun arasında geçen bir olayla bizlere bildir-
            mektedir.  Hz.  Musa  (as),  Firavun'a  hak  dini  anlattığında,
            Firavun Hz. Musa (as)'a, kendi "bilgin büyücüleri" ile insanların
            toplandığı bir yerde karşılaşmasını söyler. Hz. Musa (as), büyü-
            cülerle  karşılaştığında,  büyücülere  önce  onların  marifetlerini
            sergilemelerini emreder. Bu olayın anlatıldığı ayet şöyledir:
                                        l
                                                           l
                (Mu sa:) "Siz atın" de di. (Asa a rı nı) atı ve rin ce, in san a rın göz -
                         l
                                                       l
                                     l
                                l
                le ri ni bü yü e yi ver di er, on a rı deh şe te dü şür dü er ve (or ta ya)
                bü yük bir si hir ge tir miş ol du ar. (Araf Su re si, 116)
                                        l
              Görüldüğü gibi Firavun'un büyücüleri yaptıkları "aldatmaca-
            lar"la -Hz. Musa (as) ve ona inananlar dışında- insanların hep-
            sini büyüleyebilmişlerdir. Ancak, onların attıklarına karşılık Hz.
            Musa (as)'ın ortaya koyduğu delil, onların bu büyüsünü, ayette
            bildirildiği gibi  "uydurduklarını yutmuş" yani etkisiz kılmıştır:
                                     l
                                                                l
                Biz de Mu sa'ya: "Asa nı fır a tı ver" di ye vah yet tik. (O da fır a tı -
                                                            l
                ve rin ce) bir de bak tı ar ki, o bü tün uy dur duk a rı nı der e yip-to -
                                l
                                                    l
                  l
                par a yıp yu tu yor. Böy e ce hak ye ri ni bul du, on a rın bü tün yap -
                                                      l
                                 l
                                       181
   178   179   180   181   182   183   184   185   186