Page 133 - Kuran'da Şevk ve Heyecan
P. 133

Adnan Oktar (Harun Yahya)


                Uzun sü ren bir ses siz lik ten son ra Mil ler'in ken di si de kul lan dı ğı at mos fer
             or ta mı nın ger çek çi ol ma dı ğı nı iti raf et ti. (Stanley Miller, Molecular Evolution
             of Life: Current Status of the Prebiotic Synthesis of Small Molecules, 1986, s. 7)
                Ha ya tın kö ke ni so ru nu nu açık la mak için 20. yüz yıl bo yun ca yü rü tü len
             tüm ev rim ci ça ba lar hep ba şa rı sız lık la so nuç lan dı. San Di ego Scripps Ens ti -
             tü sü'nden ün lü je okim ya cı Jeff rey Ba da, ev rim ci Earth der gi sin de 1998 yı -
             lın da ya yın la nan bir ma ka le de bu ger çe ği şöy le ka bul eder:
                Bu gün, 20. yüz yı lı ge ri de bı ra kır ken, ha la, 20. yüz yı la gir di ği miz de sa hip
                ol du ğu muz en bü yük çö zül me miş prob lem le kar şı kar şı ya yız: Ha yat yer -
                yü zün de na sıl baş la dı? (Jeffrey Bada, Earth, Şubat 1998, s. 40)


                Ha ya tın Komp leks Ya pı sı

                Evrimcilerin hayatın kökeni konusunda bu denli büyük bir açmaza girme-
             lerinin başlıca nedeni, Darwinistlerin en basit zannettikleri canlı yapıların bile
             olağanüstü derecede kompleks özelliklere sahip olmasıdır. Canlı hücresi, in-
             sanoğlunun yaptığı bütün teknolojik ürünlerden daha komplekstir. Öyle ki,
             bugün dünyanın en gelişmiş laboratuvarlarında bile cansız maddeler biraraya
             getirilerek canlı bir hücre, hatta hücreye ait tek bir protein bile üretilememek-
             tedir.
                Bir hücrenin meydana gelmesi için gereken şartlar, asla rastlantılarla açık-
             lanamayacak kadar fazladır. Ancak bunu detaylarıyla açıklamaya bile gerek
             yoktur. Evrimciler daha hücre aşamasına gelmeden çıkmaza girerler. Çünkü
             hücrenin yapı taşlarından biri olan proteinlerin tek bir tanesinin dahi tesa-
             düfen meydana gelmesi ihtimali matematiksel olarak "0"dır.
                Bunun nedenlerinden başlıcası bir proteinin oluşması için başka protein-
             lerin varlığının gerekmesidir ki bu, bir proteinin tesadüfen oluşma ihtimalini
             tamamen ortadan kaldırır. Dolayısıyla tek başına bu gerçek bile evrimcilerin
             tesadüf iddiasını en baştan yok etmek için yeterlidir. Konunun önemi açısından
             özetle açıklayacak olursak,



                                          131
   128   129   130   131   132   133   134   135   136   137   138