Page 147 - Kuran'da Şevk ve Heyecan
P. 147
Adnan Oktar (Harun Yahya)
açıkça itiraf da ederler. Harvard Üniversitesi'nden ünlü bir genetikçi ve aynı
zamanda önde gelen bir evrimci olan Richard Lewontin, "önce materyalist,
sonra bilim adamı" olduğunu şöyle itiraf etmektedir:
Bizim materyalizme bir inancımız var, 'a priori' (önceden kabul edilmiş,
doğru varsayılmış) bir inanç bu. Bizi dünyaya materyalist bir açıklama getir-
meye zorlayan şey, bilimin yöntemleri ve kuralları değil. Aksine, materyalizme
olan 'a priori' bağlılığımız nedeniyle, dünyaya materyalist bir açıklama getiren
araştırma yöntemlerini ve kavramları kurguluyoruz. Materyalizm mutlak
doğru olduğuna göre de, İlahi bir açıklamanın sahneye girmesine izin vere-
meyiz. (Richard Lewontin, "The Demon-Haunted World", The New York Re-
view of Books, 9 Ocak, 1997, s. 28)
Bu sözler, Darwinizm'in, materyalist felsefeye bağlılık uğruna yaşatılan
bir dogma olduğunun açık ifadeleridir. Bu dogma, maddeden başka hiçbir
varlık olmadığını varsayar. Bu nedenle de cansız, bilinçsiz maddenin, hayatı
var ettiğine inanır. Milyonlarca farklı canlı türünün; örneğin kuşların, balık-
ların, zürafaların, kaplanların, böceklerin, ağaçların, çiçeklerin, balinaların
ve insanların maddenin kendi içindeki etkileşimlerle, yani yağan yağmurla,
çakan şimşekle, cansız maddenin içinden oluştuğunu kabul eder. Gerçekte
ise bu, hem akla hem bilime aykırı bir kabuldür. Ama Darwinistler kendile-
rince Allah'ın apaçık olan varlığını kabul etmemek için, bu akıl ve bilim dışı
kabulü cehaletle savunmaya devam etmektedirler.
Canlıların kökenine materyalist bir ön yargı ile bakmayan insanlar ise, şu
açık gerçeği görürler: Tüm canlılar, üstün bir güç, bilgi ve akla sahip olan bir
Yaratıcının eseridirler. Yaratıcı, tüm evreni yoktan var eden, en kusursuz bi-
çimde düzenleyen ve tüm canlıları yaratıp şekillendiren Allah'tır.
Evrim Teorisi Dünya Tarihinin
En Etkili Büyüsüdür
Burada şunu da belirtmek gerekir ki, ön yargısız, hiçbir ideolojinin etkisi
altında kalmadan, sadece aklını ve mantığını kullanan her insan, bilim ve me-
145