Page 83 - Hz. Musa (as)
P. 83
Harun Yahya (Adnan Oktar)
HZ. MU SA (AS) ve KAV Mİ NİN MI SIR'I TERK
ET ME Sİ ve Fİ RA VUN'UN SU DA BO ĞUL MA SI
er insana veya her kavme yapılan tebliğin bir sonu vardır. Allah
kitapları ve elçileri vasıtasıyla veya mümin kullarını vesile kılarak
H insanlara öğüt verir. İnsanlar Allah'ın varlığını ve birliğini kabul
etmeye, Rabbimiz, Yaratıcımız ve gerçek Mevlamız olan Allah'a itaat etme-
ye davet edilirler. Bu tebliğ yıllarca sürebilir. Ama Allah Katında tebliğin de
belirlenmiş bir sonu vardır. İnkarda diretenlere bu sonla beraber artık azap
gelir. Dünya azabıyla başlayan bu azap, asıl olarak cehennemde sonsuza
kadar devam eder.
Firavun ve çevresi de yıllarca tebliğe karşı direnmiş ve azaba müstahak
olmuşlardır. Allah'a isyan edip peygamberi kendi düşük akıllarınca delilik
ve yalancılıkla suçlamışlardır. İnkarları sebebiyle Allah onlar için alçaltıcı bir
son hazırlamıştır.
Bu azabın başlangıcında Allah öncelikle Hz. Musa (as)'a
İsrailoğulları'nı Mısır'dan çıkarmasını emretmiştir:
Mu sa'ya: "Kul la rı mı ge ce yü rü yü şe ge çir, çün kü iz le ne cek si niz" di ye
vah yet tik. (Şu ara Su re si, 52)
Hz. Musa (as) ve kavmi, Allah'ın buyurduğu gibi Mısır'ı gizlice terk ettiler.
İsrailoğulları'nın Mısır'ı terk etmesi Firavun için kabul edilemezdi.
Çünkü tüm İsrailoğulları'nın sahibi olarak kendini görüyordu. Dahası köle-
lerinin gitmesiyle tüm iş gücünü de kaybedecek ardından Mısır'daki itibarı-
nı da yitirecekti. Bu nedenle askerlerini toplayarak İsrailoğulları'nı yakala-
mak için peşlerine düştü:
Bu nun üze ri ne Fi ra vun şe hir le re (as ker) top la yı cı lar gön der di.
"Ger çek şu ki bun lar azın lık olan bir top lu luk tur;"
"Ve el bet te bi ze kar şı da bü yük bir öf ke bes le mek te dir ler."
81