Page 85 - Hz. Musa (as)
P. 85

Harun Yahya (Adnan Oktar)






                 İki top lu luk bir bi ri ni gör dük le ri za man Mu sa'nın adam la rı: "Ger -
                 çek ten ya ka lan dık" de di ler. (Şu ara Su re si, 61)
                 İşte bu anda Hz. Musa (as) tüm inananlara örnek bir tavır gösterdi.
             Allah'ın kendisiyle ve inananlarla beraber olduğunu ve kendilerine mutlaka
             bir çıkış yolu göstereceğini ümitsizliğe düşmüş olan kimselere hatırlattı:
                 (Mu sa:) "Ha yır" de di. "Şüp he siz Rab bim, be nim le be ra ber dir; ba na
                 yol gös te re cek tir." (Şu ara Su re si, 62)
                 Bunun ardından Hz. Musa (as) Allah'tan aldığı "Asanla denize vur"
             (Şuara Suresi, 63) vahyi üzerine asasını denize vurdu. Allah denizi bir muci-
             ze olarak iki parçaya ayırdı ve aradan kuru bir yol kıldı. İsrailoğulları hemen
             bu yola girdiler. Firavun ve askerleri ise o kadar azgınlardı ki açılan yoldan
             geçip İsrailoğulları'nı yakalamayı düşündüler. Ortada apaçık bir mucize var-
             dı ve Allah'ın Hz. Musa (as) ve onunla birlikte iman edenlere olan desteği
             aşikardı. Ancak daha önceki mucizeler gibi bu da Firavun'un iman etmesini
             sağlamadı. Akılları tümüyle kapanmış olan Firavun ve askerleri
             İsrailoğulları'nın hemen ardından denizde açılan kuru yola girdiler. Ancak
             İsrailoğulları'nın bu yoldan çıkıp karaya ulaşmalarıyla birlikte, sular aniden
             kapanmaya başladı. Firavun ve onu kendilerine sapkınca ilah ve rab edin-
             miş olan (Allah'ı tenzih ederiz) tüm ordusu da bu mucize ile birlikte boğu-
             lup gitti. Firavun son anda tevbe etmek istedi ama bu tevbesi kabul görme-
             di. Bu olayları Allah Yunus Suresi'nde şöyle haber vermektedir:
                 Biz, İs ra ilo ğul la rı 'nı de niz den ge çir dik; Fi ra vun ve as ker le ri az gın -
                 lık la ve düş man lık la peş le ri ne düş tü. Su lar onu bo ğa cak dü ze ye eri -
                 şin ce (Fi ra vun): "İs ra ilo ğul la rı' nın ken di si ne inan dı ğı (ilah tan) baş -
                 ka ilah ol ma dı ğı na inan dım ve ben de Müs lü man lar da nım" de di.
                 Şim di, öy le mi? Oy sa sen ön ce le ri is yan et miş tin ve boz gun cu luk çı -
                 ka ran lar dan dın.
                 Bu gün ise, sen den son ra ki le re bir ayet (ta ri hi bir bel ge, ib ret) ol -
                 man için se ni yal nız ca be de nin le kur ta ra ca ğız (her ke se ce se di ni
                 gös te re ce ğiz). Ger çek ten in san lar dan ço ğu, Bi zim ayet le ri miz den
                 ha ber siz dir ler. (Yu nus Su re si, 90-92)
                 Firavun'un ölmeden önce son anda iman edip tevbe etmek istemesi ve
             bunu Allah'ın kabul etmeyişi, tüm insanlara ders olması gereken çok önem-
             li bir konudur. Allah insanlara ömürleri boyunca dünyada bulunuş amaçla-



                                             83
   80   81   82   83   84   85   86   87   88   89   90