Page 245 - Münafıklarla Mücadelenin Önemi
P. 245

Harun Yahya (Adnan Oktar)




            seder. Ama kafirle münafık ayrıdır. Mesela münafığın bazı vasıf-
            ları kafirde bulunmaz. Mesela münafık bir çok konuda samimi-
            yetsizdir. Ama kafir açıktır, aleni söyler. Onun da samimiyet-
            sizliği vardır, ama açık söyler. Yani sinsi değildir, belirlidir.
            Münafık serseri mayın gibidir, Müslümanların yanından bir
            başka Müslümanların yanına gider, onların başına bela olur.
            Başka bir yere gider, yine oranın başına bela olur. Dün de söy-
            lemiştim, mesela Müslümana der ki, "ben şu, şu, şu hususlarda
            Müslümanları beğenmediğim için gidiyorum" der. Tamam. Ve
            Müslümanları beğenmediği hususun ne olduğunu söyler. Şu
            kadardır (tırnak ucu kadar), o da anlamadığından. Anlasa bam-
            başka olacak. Yani anlamazlıktan geldiği içindir. Bahane arıyor
            ya, bahaneyi mutlaka bulur o. Kenardan, köşeden, ucundan,
            bucağından. Yani karar verecek ya. Yukarıdan bulamazsa aşağı-
            dan arar. Aşağıdan bulamazsa sağdan arar, soldan arar. Ama illa
            ki bulacağım der. Peki gittiğin, sığındığın yer pisliğin içi. Ta orta-
            sı. Ayette diyor ya ta ortasına dalarlar. Hani Müslümanlardan
            rahatsız olmuştun? Bütün pisliğin, rezilliğin içine niye girdin o
            zaman? Çünkü senin dediğin yer bir gram. Orada bir milyon
            tonluk pisliğin içine girmişsin. Oradaki bir gramı da bahane
            etmişsin, olmadığı halde. Varmış gibi göstertmişsin. Ama orada
            var olan pisliğin içine girmişsin. İşyerine gider, kafir dediği, din
            ahlakına tam aykırı dediği adamlarla kucak kucağa olur. Onlarla
            can ciğer, kuzu sarması olur. Sırdaş olur, onlara güvenir, onla-
            ra her şeyini teslim eder, canını da teslim eder. Onlarla iç içe.
            Hani Müslümanları beğenmiyordun sen? Hani sen doğru yol-
            daydın? Demek ki menfaatin olan yere, paranın olduğu yere




                                      243
   240   241   242   243   244   245   246   247   248   249   250