Page 259 - Münafıklarla Mücadelenin Önemi
P. 259
Harun Yahya (Adnan Oktar)
Ama münafık olduğundan da emin olur. Dedim ya, "köpek"
dersin, "efendim bana mı dedin?" der. "Alçak" dersin, "efendim
bana mı dedin?" der. Yani ne dersen, "bana mı dedin?" der. Her
yerden çıkartır deliller. Mesela "kağıt beyaz" dersin. "Benim
yüzüm de beyaz, sen oradan bağlantı kurdun, demek ki bana
söylüyorsun" der. İlla ki bulur yani o, kendi farkına varır. Ama
samimi mümin zaten münafık olmaktan korkar, çekinir ve
münafık ayetlerinden de zaten en çok mümin insanlar çekinir-
ler. Müminleri ilgilendirir. Münafık zaten münafık ayetlerini
kabul etmez, Kuran'ı kabul etmiyor ki, öyle bir tehdidi kabul
etsin. Münafık ayetlerinden münafık şu yönden çekinir. Rezil
rüsvay olduğu için, aşağılandığı için çekinir. Çünkü öyle bir
açıklamış ki Kuran, öyle bir şerh ediyoruz ki, yani müna-
fığın yakalanmaması adeta imkansız hale geliyor.
Münafık da enaniyet ve gururuna çok düşkün olduğu için
her anlatıldığında ciğerine ok yemiş gibi olur. Kafasına
balyozla vuruluyor gibi olur. Münafık deliye döner her
seferinde. Çünkü her anlattığım tam on ikiden, tam isabet.
Her anlatım tam isabet. Şimdi etrafındaki insanlar da biliyor
münafık olduğunu, kendi de biliyor. Anlatılanlar da tam uyum-
lu olunca, birebir uyumlu olunca "hayır" diyecek hali de kalmı-
yor. Yani "bu uymuyor" diyecek gibi de değil. Herkesin anla-
dığını anlamaktan kaynaklanan panikten dolayı rahatsız
oluyor. Yoksa Kuran ayetine zaten inanmaz münafık. Yani onu
ilgilendirmez. Ama Müslüman münafık ayetlerinin hepsinden
çok çekinir. "Aman" der "acaba ayet bana mı bakıyor?". "Ben
de böyle bir özellik mi var?" Allah'a sığınır ve kendini düzeltir,
257