Page 260 - Münafıklarla Mücadelenin Önemi
P. 260
Münafıklıkla Mücadelenin Önemi
çeki düzen verir kendine. Münafık zaten hiçbirini kabul etme-
diği için sadece rezil olmanın verdiği rahatsızlığı yaşar. Ondan
kurtulmak için yeni yeni taktikler arar. Yeni yeni yöntemler
arar. Çünkü hem gider münafık "ben Allah'ı anıyorum, Kuran'la
konuşuyorum, buna rağmen beni nasıl yakalıyorlar" der. "Ben
buna rağmen nasıl yakalanıyorum?" der. Münafık böyle yaralı
bir domuz gibidir. Sürekli kaçar, ama sürekli de yakalanır.
"Kendimi bazen çok samimiyetsiz buluyorum" Bu samimiyet
alametidir, samimi olacak demektir. "Münafıklar münafık
olduğunu bilir mi?" Hem nasıl, hem nasıl, yani beyninin
en geri hücrelerine kadar bilir, ama hiçbir şekilde de
kabul etmek istemezler. Diliyle kabul etmez münafık.
Yoksa kalbiyle anlar. Kalben anlar. "Bunu değerlendirebilir
misiniz, cevaplarsanız çok sevinirim. Bu maili yazarken konu
kapandı ama nasip artık" diyor. Nasip tükenmez Yasemin. Bak
Allah yine nasibi getirdi ayağına, yakınına...
Kendilerine kondurmuyorlar, ama ahirete gittiklerinde "biz
diyorlar böyle bir şey yapmadık. Böyle bir olayımız yok" diyor-
lar. Allah ile orada, haşa, kendilerince tartışmaya kalkıyorlar.
Münafıklar öyle çetin ve öyle aşağılıktırlar ki, yani onlarla sözle
baş etmek güçtür genellikle. Çünkü böyle yaralı sincap gibi
hoplar, oradan oraya hoplar, oradan oraya hoplar. Ama ahi-
rette bunu yapamıyorlar. Ama hoplarken de domuz sürek avı
gibidir, Müslümanın çok hoşuna gider, eğlenir. Sürekli yakalar,
yakalar, kafasına vurursun imanın nuruyla ve o nur onu parça-
lar, ama ahirette Allah'a yapmak istiyorlar, haşa, Cenab-ı
258