Page 109 - Deniz Altındaki Muhteşem Dünya
P. 109
Harun Yahya
(Adnan Oktar)
oluşturmaz. Tesadüfi mutasyonların etkisi ise, önceki bölümlerde açıkladığımız gibi, Çer-
nobil patlamasındaki bozuk bedenler, sakatlıklar ve ölümdür. Dolayısıyla cehaletin ürünü
olan bu hayallerle evrim teorisini ayakta tutmaya çalışmak Darwinistleri yalnızca komik
duruma düşürmektedir.
Burada üzerinde durulması gereken ikinci önemli konu, bir insanın Guinnes rekorlar
kitabına girecek kadar suyun altında nefes tutma becerisinin olmasının dahi, ona asla de-
niz canlılarının özelliklerini kazandırmayacağıdır. Bu kişi, yaptığı egzersizler sonucunda
akciğerini güçlendirmiştir, o kadar. Bedeninde, deniz canlılarına ait yapıların, organların
veya dokuların oluşması imkansızdır. Çünkü insan, insana ait genlerle yaratılmıştır, balık
ise balık olarak var edilmiştir. Tarihin hiçbir döneminde bu gerçek değişmemiştir. Canlılı-
ğın en eski dönemi olan 450 milyon yıl önce deniz canlıları nasıl bu özelliklerle yoktan ya-
ratılmışlarsa, bugün de aynı yaratılış hüküm sürmektedir.
Darwinistler bu hikayeleri anlatmanın yanlışlığını bile bile bunları profesyonel litera-
türde tutmaya çalışmakta, bu saçmalıkları topluma bilimsel gerçekler gibi sunmakta bir sa-
kınca görmemektedirler. Bu, inandıkları batıl Darwinizm ideolojisinin bir gereğidir. Har-
vard Üniversitesi'nde jeoloji ve zooloji profesörü olan Stephen J. Gould, bu durumu bir sö-
zünde şöyle açıklamaktadır:
Alaca-
karanlık bölgede yaşayan
canlılar genellikle say-
damdırlar veya ışığı yan-
sıtırlar. Bu durum avcıla-
ra karşı korunma sağlar.
Bu canlıların genellikle
görüşleri keskindir. Böyle-
likle avlarını rahatlıkla
bulur ve tehlikelerden ko-
runabilirler. Karanlık böl-
gede yaşayan canlılar ise
genellikle siyah veya koyu
kırmızıdırlar. Görüşleri
zayıftır. Pek çoğu avcılar-
dan korunmak için kendi
ışığını üretir. Her bir can-
lı yaşadığı ortama uygun
özelliklerle birlikte yaratıl-
mıştır. Bu canlıları da on-
ların yaşadıkları ortamı
da yaratan Yüce
Allah'tır.
107