Page 207 - Deniz Altındaki Muhteşem Dünya
P. 207

Harun Yahya
                                                       (Adnan Oktar)





                  alıcıları, gerekse hızlı yüzme yetenekleri ve sürekli yenilenen jilet kadar kesici dişleri ile de
                  birer yaratılış mucizesidirler.

                       Ayrıca köpek balıklarındaki sistem ve organların pek çoğu birbirine bağlı çalışmakta-
                  dır. Biri olmadan diğeri fonksiyonlarını yerine getiremez. Elektrik akımlarını algılayan sis-
                  tem de kompleks bir bütündür. Bu sistemin parçalarından tek biri bile olmasa ya da her-
                  hangi bir işlevini yerine getirmese, Lorenzini ampulleri hiçbir işe yaramaz. Örneğin am-
                  pulümsü kanallar var olsa ancak üzerleri gözenekler yerine deri ile kaplı olsa, elektrik al-
                  gısı gerçekleşmez. Elektrik organları olsa ancak beyinle sinir bağlantısı olmasa, o zaman da
                  bu organın varlığı işe yaramaz. Dolayısıyla bir algının varlığından bahsedildiğinde, tüm
                  beyin ve sinir sisteminin de kusursuzca işlemesi gerekir. Bu da Darwinistler açısından
                  önemli bir açmazdır. Böylesine kompleks yapılı sistemlerin bir arada var olması koşulu, ev-

                  rimin kademeli gelişim iddialarını geçersiz kılar.
                       Sonuç olarak, bu sistemin Darwinistlerin iddia ettikleri gibi "aşama aşama" gelişmesi
                  mümkün değildir. Hiçbir zaman gerçekleşmemiş olan sözde ara aşamaların hiçbiri her-
                  hangi bir işe yaramayacaktır. Köpek balıkları da tüm canlılar gibi mükemmel halleriyle ya-
                  ratılmışlardır. Nitekim fosil kayıtları da bu gerçeği doğrulamaktadır. Milyonlarca yıl önce-
                  sine ait köpek balığı fosilleri ile günümüzde yaşayan köpek balıkları arasında hiçbir farklı-
                  lık yoktur. (www.yaratilismuzesi.com)




                       Kirlilik Dedektörü Olarak Bilinen Fil Balıkları

                       Batı Afrika fil balığı (Gnathonemus petersii), Afrika'nın 27 C'lik sıcak ve çamurlu sula-
                                                                              0
                  rında yaşar. İsmini, baş şekillerinin fil burnuna benzemesinden alan bu balıklar, yemek
                  bulmak, karanlık ve bulanık sularda yönlerini tespit etmek için zayıf elektrik alanlarını kul-
                  lanırlar. Düşük elektrikli bu balıkların başları üzerindeki çıkıntılı kısım, elektrik algılayıcı-
                  ları ile kaplıdır. Alınan elektrik sinyallerinin birleştirilmesi çok fazla işlem gücü gerektirir;
                  fil balıkları balıklar aleminde en ağır beyne sahip olanlardır. Bu türde beyin o kadar büyük
                  ve aktiftir ki, balığın kendi metabolik enerjisinin %60'ını kullanır. Bu da insanlardakinin 3

                  katı bir değerdir. 154
                       Canlının elektrik sinyali yayan elektrik organı ise kuyruğunda yer alır. Balık yolunu,
                  kuyruk tarafındaki kaslarından düzenli olarak yaydığı elektrik sinyalleri ile bulur. Normal
                  şartlarda, dakikada yaklaşık 500 sinyal yayar. Fakat suyun kirlilik oranı arttıkça dakikada
                  ürettiği sinyal sayısı 1.000'i aşabilir.
                       İngiltere'nin Bourmounth şehrinde kirliliği ölçmek için, fil balıklarından faydalanıla-
                  rak yapılan dedektörler kullanılmaktadır. Bourmounth'daki bir su şirketi, Stour nehrinden

                  aldığı su örneklerini 20 fil balığının kontrolüne vermiştir. Her balık nehirden gelen su ile
                  doldurulmuş bir akvaryumda yaşatılmaktadır. Akvaryumlardaki alıcılar sinyalleri alıp
                  bağlı oldukları bilgisayarlara iletmektedir. Eğer su kirli ise balığın artan sinyalleri tespit
                  edilerek bilgisayar aracılığı ile alarm verilmektedir. 155



                                                            205
   202   203   204   205   206   207   208   209   210   211   212