Page 225 - Deniz Altındaki Muhteşem Dünya
P. 225
Harun Yahya
(Adnan Oktar)
nın çok açık biçimde işe yaramayacağıydı. Oysa güçlü bir elektrik deşarjı elbette büyük
bir evrimsel avantaj sağlayacaktı. Şu durumda, ne tür bir ayıklanma, baskısı hissedile-
meyecek seviyede zayıf bir elektrik akımı üreten bir organın evrimleşmesine yol açmış
olabilirdi? Ne de olsa Darwin'in evrim teorisinin temel prensiplerinden birisi dünyanın
zorlu bir mücadele alanı olduğu ve ancak çevrelerine en iyi adapte olmuş, en "uygun"
olanların hayatta kalacağı ve bu şekilde "hayatta kalma mücadelesinde kayrılmış ırkla-
rın" yaşamlarına devam edeceğiydi. Anatomiye ait tüm özelliklerin ve uzmanlıkların var
olmalarının ardında buna benzer bir neden, bir amaç aramalıydı. Buna benzer "zayıf"
bir elektriksel organ ise esrarengizdi... Güçlü elektrik akımı üreten türlerdeki bu or-
ganların savunma görevi yaptığını söyledi, fakat bu problem üzerinde düşünen
herkes gibi Darwin de zayıf elektrik akımı üreten türlerin varlığı nedeniyle tö-
kezlemişti." 185
Gerçekte Darwin'in zorluklarının sonu yoktur. Özellikle bilimin gelişmesi ve keşif-
lerin artması ile günümüz Darwinistlerinin karşı karşıya kaldığı zorluklar ise içinden çı-
kılamaz durumdadır. Çünkü deniz altındaki her canlı, kusursuzca yaratıldıklarını gös-
teren göz kamaştırıcı özelliklerle donatılmıştır. Balığın elektrik enerjisi üretmesi, bunu
silah olarak kullanması ya da bundan bir algı olarak faydalanması, gerçekten büyük bir
yaratılış mucizesidir. Beyin ve sinir sistemi ile birlikte işlev görebilen elektrik algısı, bir-
birine bağımlı son derece kompleks bir düzen gerektirir. Dolayısıyla bu sistemin köke-
nini "aşama aşama" gelişmelerle açıklamak mümkün değildir. Çünkü balığın elektrik
sistemi bütün parçalarıyla var olup, tam olarak işlemediği sürece, ona hiçbir avantaj
sağlamayacak ve hatta belki de kendisi için de zararlı olacaktır. Bir başka deyişle, bu sis-
temin her parçası aynı anda kusursuz bir şekilde var olduğu ve mükemmel çalıştığı sü-
rece faydalı olacaktır.
Kuşkusuz ki bir yerde planlı bir yapı, bir eser varsa, bu eseri var edenin varlığın-
dan her zaman emin oluruz. Ancak, Darwinistler bu açık gerçeği kabul etmek isteme-
diklerinden her şeyin başıboş kör tesadüfler sonucunda meydana geldiği gibi son dere-
ce saçma ve bilim karşıtı bir iddiayı öne sürmekten çekinmezler. Çünkü onların amacı,
her şeyin Yaratıcısı olan Yüce Rabbimiz'in Yüce ve mutlak varlığını inkar edebilmek, bi-
limsellik ardına sığınarak kendi sapkın sistemlerini insanlar arasında yaygınlaştırabil-
mektir. Oysa Darwinizm, bilimle hiçbir ilgisi olmayan, bilimin tüm dallarının kesin ola-
rak reddettiği, tesadüfleri sahte ilah edinmiş tarihin en büyük kitle aldatmacasıdır. (Al-
lah'ı tenzih ederiz.)
Böylesine üstün yeteneklere sahip olarak yaratılan bu balıklara bakıp, onların tesa-
düf eseri var olduklarını söylemek en başta akıl ve mantıkla çelişir. Bu ve benzeri bakış
açısındaki kişilerin durumu Kuran'da "Vicdanları kabul ettiği halde, zulüm ve bü-
yüklenme dolayısıyla bunları inkar ettiler..." (Neml Suresi, 14) ayeti ile bildirmektedir.
223