Page 158 - Müminlerin Mutluluğu
P. 158

Müminlerin Mutluluğu


             bir numaralı televizyon şirketinin ürettiği en gelişmiş televizyon ekranı
             dahi veremez. 100 yıldır binlerce mühendis bu netliğe ulaşmaya çalışmak-
             tadır. Bunun için fabrikalar, dev tesisler kurulmakta, araştırmalar yapıl-

             makta, planlar ve tasarımlar geliştirilmektedir. Yine bir TV ekranına
             bakın, bir de şu anda elinizde tuttuğunuz bu kitaba. Arada büyük bir netlik
             ve kalite farkı olduğunu göreceksiniz. Üstelik, TV ekranı size iki boyutlu
             bir görüntü gösterir, oysa siz üç boyutlu, derinlikli bir perspektifi izlemek-
             tesiniz.

                Uzun yıllardır on binlerce mühendis üç boyutlu TV yapmaya, gözün
             görme kalitesine ulaşmaya çalışmaktadırlar. Evet, üç boyutlu bir televizyon
             sistemi yapabildiler ama onu da gözlük takmadan üç boyutlu görmek
             mümkün değil, kaldı ki bu suni bir üç boyuttur. Arka taraf daha bulanık,
             ön taraf ise kağıttan dekor gibi durur. Hiçbir zaman gözün gördüğü kadar
             net ve kaliteli bir görüntü oluşmaz. Kamerada da, televizyonda da mutlaka

             görüntü kaybı meydana gelir.
                İşte evrimciler, bu kaliteli ve net görüntüyü oluşturan mekanizmanın
             tesadüfen oluştuğunu iddia etmektedirler. Şimdi biri size, odanızda duran
             televizyon tesadüfler sonucunda oluştu, atomlar biraraya geldi ve bu gö-
             rüntü oluşturan aleti meydana getirdi dese ne düşünürsünüz? Binlerce ki-

             şinin biraraya gelip yapamadığını şuursuz atomlar nasıl yapsın?
                Gözün gördüğünden daha ilkel olan bir görüntüyü oluşturan alet te-
             sadüfen oluşamıyorsa, gözün ve gözün gördüğü görüntünün de tesadüfen
             oluşamayacağı çok açıktır. Aynı durum kulak için de geçerlidir. Dış kulak,
             çevredeki sesleri kulak kepçesi vasıtasıyla toplayıp orta kulağa iletir; orta
             kulak aldığı ses titreşimlerini güçlendirerek iç kulağa aktarır; iç kulak da

             bu titreşimleri elektrik sinyallerine dönüştürerek beyne gönderir. Aynen
             görmede olduğu gibi duyma işlemi de beyindeki duyma merkezinde ger-
             çekleşir.

                                          156
   153   154   155   156   157   158   159   160   161   162   163