Page 107 - Şeytanın Enaniyeti
P. 107
Harun Yahya (Adnan Oktar) 105
ğunu görmüyoruz ve sizin bize bir üstünlüğünüzü de
görmüyoruz. Aksine biz sizi yalancılar sanıyoruz" de-
di. (Hud Suresi, 27)
Bozuk ifadelerinden kibirleri çok rahat anlaşılan bu insanlar,
Hz. Nuh'un yanındaki müminlere de hakaret etmişlerdir. Onla-
ra göre üstünlük, mala, mülke, makam ve mevkice yüksek ol-
maya bağlı olduğu için peygambere tabi olan müminlerde de bu
özellikleri aramışlardır.Üstünlüğün ahlaka,Allah'a yakınlığa bağ-
lı olması gerektiğini ise akledememişlerdir.Ayetlerde Nuh kav-
minin elçilerine karşı kullandıkları enaniyetli üslup açıkça gö-
rülmektedir:
Dediler ki: "Ey Nuh, bizimle çekişip durdun, bu çekiş-
mede ileri de gittin. Eğer doğru söylüyorsan, bize
vaadettiğini getir." (Hud Suresi, 32)
Kendilerinden önce Nuh kavmi de yalanlamıştı; böyle-
ce kulumuz (Nuh'u) yalanladılar ve "Delidir" dediler. O,
baskı altına alınıp engellenmişti. (Kamer Suresi, 9)
Tüm bu çirkin hareketlerine karşın Hz. Nuh kavmine karşı
çok sabırlı davranmış, kendisine verilen hakka davet görevini
ihlasla yerine getirmiştir. Ancak düzelmeyeceklerini anlayınca
da Allah'a kavminin büyüklendiğini anlatmış ve O'dan yardım
dilemiştir:
Dedi ki, "Rabbim, gerçekten kavmimi gece ve gündüz
davet edip durdum. Fakat davet etmem, bir kaçıştan
başkasını artırmadı. Doğrusu ben, onları bağışlaman
için her davet edişimde, onlar parmaklarını kulakla-
rına tıkadılar, örtülerini başlarına çektiler ve büyük-
lük tasladıkça büyüklük gösterip direttiler. Sonra on-
ları açıktan açığa davet ettim. Daha sonra (davamı)
onlara açıkça ilan ettim ve kendilerine gizli gizli yol-
larla yanaşmak istedim." (Nuh Suresi, 5-9)