Page 141 - Şeytanın Enaniyeti
P. 141
Harun Yahya (Adnan Oktar) 139
sız olduğunu açıklamaya çalıştık. Enaniyet ve büyüklenme için-
deki kimselerin sırf dünyevi menfaat için göstermelik olarak bi-
le din ahlakını yaşamayı başaramayacaklarından, eninde sonun-
da ortaya çıkacaklarından söz ettik. Bu tür kişilerin en kabili-
yetlileri bile, belki Allah'ın kendilerine izin verdiği bir süre çok
güzel mümin taklidi yapsalar da, enaniyetleriyle çatışan ilk du-
rumda gerçek yüzlerini ortaya koyacaklardır.
Bir kimsenin samimi tevazusu ve alçakgönüllülüğü ise onun
hakiki bir mümin olduğunun alametlerindendir. Aynı şekilde
mümin olduğunu iddia eden bir kişideki enaniyet de onun mü-
nafıklığının ya da münafıklığa olan eğiliminin bir alametidir.
Sonuç olarak özetlemek gerekirse, enaniyetli bir insan din
ahlakını gerçek manada yaşayamaz. Dini konuları çok iyi bilse,
Allah'ın kitabını baştan sona ezberlese de din ahlakını yaşamış
olmaz.Aksine bildiği hükümleri uygulamadığı için daha çok so-
rumlu olur. Sonunda da din ahlakını ancak münafık olarak ya-
şayabilir hale gelir. Samimi bir mümin olması içinse herşeyden
önce nefsine ilahlık vererek Allah'a ortak koşmayı bırakması,
enaniyetini, gururunu terk ederek acizliğinin, kulluğunun bilin-
cine varması gerekir. Halis din ancak böyle bir temel üzerine
kurulabilir.