Page 136 - Şeytanın Enaniyeti
P. 136

134                     ŞEYTANIN ENANİYETİ

            renler de vardır. Daha doğrusu din ahlakını yaşadığını iddia
            ederken gerçekte koyu bir enaniyete sahip olan "ikiyüzlüler"
            vardır.
               Bu, İslam tarihinde alışılmadık bir durum değildir. Kuran'da
            bize başta Peygamberimiz (sav)'in dönemi olmak üzere her de-
            virde müminlerin arasından çıkan bu tür insanlar hakkında bil-
            gi verilir. Müminlerin bunlar hakkında yanılgıya düşmemeleri,
            bunlara aldanmamaları için de, bu kimselerin gerçek yüzleri
            açığa çıkarılır, temel özellikleri, belirleyici alametleri tarif edilir.
               Kuran'da, müminlerin arasında bulunup da iman ettiklerini
            iddia eden ancak gerçekte iman etmeyen bir grup insandan
            bahsedilir. Bu kişiler enaniyetli insanların tüm vasıflarına (itaat-
            sizlik, sadakatsizlik, riyakarlık, sahtekarlık... gibi) sahiptir. Bunlar,
            "münafıklar"dır.Münafıklar,çeşitli çıkar hesapları nedeniyle mü-
            min toplumunun arasında yaşayıp küfürlerini gizlemeye çalışır,
            kendilerini iman etmiş gibi gösterirler. Ancak Kuran'a ve mü-
            minlerin genel hal ve tavırlarına aykırı yapıları ve davranışları
            nedeniyle hemen teşhis edilebilirler. Kuran'da bize onların pek
            çok tavır ve davranışlarından, konuşmalarından örnekler veri-
            lerek, ikiyüzlülükleri deşifre edilmiş, başta elçinin olmak üzere
            müminlerin de münafıkları rahatlıkla teşhis edebilmelerine im-
            kan sağlanmıştır.
               Kitabın bu bölümünde münafıklara değinmemizin asıl nede-
            ni ise,en belirgin vasıfları enaniyet ve kibir olan bu grubun,ena-
            niyetli insanların din ahlakını, taklidi ve göstermelik olarak bile
            yaşamadıklarını gösteren bir örnek teşkil etmeleridir. Gerçek-
            ten de münafıklar, başta elçiye itaat ve saygı olmak üzere, Ku-
            ran'ın pek çok hükmünü yerine getiremezler, görünürde yeri-
            ne getirdikleri şeyler vardır ancak bunları son derece zorlana-
            rak ve birçok açık vererek yaparlar.
   131   132   133   134   135   136   137   138   139   140   141