Page 134 - Şeytanın Enaniyeti
P. 134
132 ŞEYTANIN ENANİYETİ
Tevazu ve alçakgönüllülüğün en büyük alametlerinden biri-
si de Allah'a ve elçisine itaattir.Tevazulu olmayan biri itaat ede-
meyeceği için din ahlakıyla enaniyetin birarada olamayacağı bu-
rada bir kez daha ortaya çıkmaktadır. Enaniyetli kimseler bu-
lundukları ortamda hiçbir otoriteyi tanımazlar. Her konuda en
iyi düşünüp en doğru davrananın kendileri olduğunu sanırlar.
Kendilerinden çok emin oldukları için daha iyi bir bilen oldu-
ğuna ihtimal bile vermezler.
Bilindiği gibi şeytanın gizli enaniyeti de itaat noktasında or-
taya çıkmış ve büyüklenmesi sebebiyle itaatten kaçmış,kafirler-
den olmuştur. Kuran'da itaat konusu üzerinde çok sık ve
önemle durulur. Müminde nasıl bir itaat olması gerektiği bütün
ayrıntılarıyla tarif edilir. İtaat, Kuran'a göre kalben ve fiilen ye-
rine getirilmesi gereken çok hassas bir konudur. Elçinin verdi-
ği karara fiilen boyun eğdiği halde kalben sıkıntı ve burkuntu
duymak bile imansızlık göstergesi olarak belirtilmiştir:
Hayır öyle değil; Rabbine andolsun, aralarında çekiş-
tikleri şeylerde seni hakem kılıp sonra senin verdiğin
hükme, içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın, tam bir
teslimiyetle teslim olmadıkça, iman etmiş olmazlar.
(Nisa Suresi, 65)
Kibirli insanların önemli bir alameti, daha önce de gördüğü-
müz gibi,Allah kendilerine elçi gönderdiğinde,onun elçiliğini ka-
bul etmemeleri ve onunla mücadeleye girmeleridir. Çünkü gü-
zel ahlak, akıl, takva gibi üstün özellikleri olan ve o topluluktaki
herkese lider olarak gönderilen bu kişiye itaat etme fikri son
derece ağırlarına gider. Oysa elçiye itaat edilmeyince Allah'a ita-
at edilmemiş olur. Allah'a itaatin olmadığı yerde din ahlakı da
yoktur. Pek çok ayette Resule itaatin gerçekte Allah'a itaat et-
mek olduğu belirtilir.Örneğin bir ayette şöyle buyurulmaktadır: