Page 130 - Şeytanın Enaniyeti
P. 130

128                     ŞEYTANIN ENANİYETİ

            olmalarından, yani Allah'ın varlığını ve gücünü kavramalarından
            kaynaklanır.
               Dolayısıyla bu kitapta sözünü ettiğimiz gerçek tevazu,ancak
            ve ancak imanla elde edilir.
               İman dışında bir yolla gerçek bir tevazunun elde edilmesi
            ise imkansızdır. Çünkü iman etmeyen insanların dünyasındaki
            "mütevazi" kişiler, aslında "ezik" kişilerdir. Bu dünyada dünyevi
            kıstaslar tek ölçü olduğu için, bu kıstasları elde edenler kibir-
            lenirler, elde edemeyenler ise ezik ve güvensiz bir karakter ge-
            liştirirler. Zenginler her zaman için kibirli, fakirler ise her za-
            man için eziktirler. Bu eziklik ise gerçek tevazudan, yani asil ve
            vakarlı bir alçakgönüllülükten çok uzaktır.
               Kuran'daki Karun kıssası bu konuda bize önemli bir yol gös-
            terir. Ayetlerde Karun'un zenginliği dolayısıyla kibirlenişinden
            söz edilirken, bir yandan da Karun'a özenen ve onun gibi ola-
            madıkları için hayıflayan kişilerden bahsedilmektedir.Bu iki gru-
            bun dışında kalanlar ise imanın sırrını kavramış olan salih mü-
            minlerdir:
                Böylelikle kendi ihtişamlı-süsü içinde kavminin karşı-
                sına çıktı. Dünya hayatını istemekte olanlar: "Ah keş-
                ke, Karun'a verilenin bir benzeri bizim de olsaydı.
                Gerçekten o, büyük bir pay sahibidir" dediler. Kendi-
                lerine ilim verilenler ise: "Yazıklar olsun size, Allah'ın
                sevabı, iman eden ve salih amellerde bulunan kimse
                için daha hayırlıdır; buna da sabredenlerden başkası
                kavuşturulmaz" dediler. Sonunda onu da, konağını da
                yerin dibine geçirdik. Böylece Allah'a karşı ona yar-
                dım edecek bir topluluğu olmadı. Ve o, kendi kendine
                yardım edebileceklerden de değildi. Dün, onun yerin-
                de olmayı dileyenler, sabahladıklarında: "Vay, demek
                ki Allah, kullarından dilediğinin rızkını genişletip-
   125   126   127   128   129   130   131   132   133   134   135