Page 129 - Şeytanın Enaniyeti
P. 129
Harun Yahya (Adnan Oktar) 127
larının her anında ve herkese karşı uygularlar. Müminler nefis-
lerine ters gelen bir olayda veya zorda kaldıkları bir anda da
çevrelerindeki insanlara tevazulu davranır ve güzel ahlak gös-
terirler. Çünkü onlar için en önemli şey Allah'ın razı olmasıdır.
Allah'ın her an herşeyi gördüğünü bildiklerinden bu konuya
çok titizdirler. Buna karşın Allah onları alçakgönüllü olmaları
sebebiyle cennetle müjdelemiştir:
Cennet de, muttakiler için, uzakta değildir (o gün),
yakınlaştırılmıştır. Bu, size vaadolunandır; (gönülden
Allah'a) yönelip-dönen, koruyan. Görmediği halde
Rahman'a karşı içi titreyerek korku duyan ve içten
Allah'a yönelmiş bir kalb ile gelen içindir. "Ona esen-
lik ve barış (selam)la girin. Bu, ebedilik günüdür." (Kaf
Suresi, 31-34)
Tevazunun Sırrı
Kuran'da haber verilen tüm bu mümin özelliklerine baktığı-
mızda, tevazunun imanın doğal bir sonucu olduğunu görürüz.
Nitekim Kuran'da iman edenlerden söz edilirken, tevazunun
onların doğal hali olduğu anlatılır.Yani müminler mütevazi dav-
ranmaya çalışan insanlar değildirler; içlerinde bulundukları ruh
hali nedeniyle zaten doğal olarak öyledirler. Bir ayette mümin-
lerden söz edilirken "O Rahman'ın kulları, yeryüzü üzerin-
de alçak gönüllü olarak yürürler ve cahiller kendileriyle
muhatap oldukları zaman 'Selam' derler" diye bildirilir. Bir
sonraki ayet ise bu doğal tevazunun nedeni açıklanır:
Onlar, Rablerine secde ederek ve kıyama durarak ge-
celerler. (Furkan Suresi, 64)
Yani müminlerin tevazusu, Allah'a karşı olan teslimiyetleri-
nin bir sonucudur.Alçakgönüllülükleri, dünyanın sırrını anlamış