Page 85 - Şeytanın Enaniyeti
P. 85
Harun Yahya (Adnan Oktar) 83
rumları da karşılıksız kalmaz. Firavun ve onun ahlakını taşıyan in-
sanların peşine takılıp onları örnek alanlar hesap günü işledikleri
bu günahların cezasını çekmek için önderleriyle birlikte Allah'ın
huzuruna getirileceklerdir. Nitekim ayetlerde Firavun'un ve ona
uyanların kıyamet günü karşılaşacakları durum şöyle bildirilir:
Firavun ve onun önde gelen çevresine... Onlar Fira-
vun'un emrine uymuşlardı. Oysa Firavun'un emri
doğruya-götürücü (irşad edici) değildi. O, kıyamet
günü kavminin önderliğine geçer, böylece onları ate-
şe götürmüş olur. Sonunda vardıkları yer, ne kötü bir
yerdir. Onlar, burada da kıyamet gününde de lanete
tabi tutuldular. (Bu) verilen bağış, ne kötü bir bağış-
tır. (Hud Suresi, 97-99)
Daha önce de belirtildiği gibi bu anlatılanları sadece Fira-
vun'un şahsında düşünmek yanlış olur. Enaniyetli her insanın
böyle bir sondan korkması ve sakınması gerekir. Bu tip bir ka-
rakter ve çaba içinde olanlar, Firavun'un sonunu düşünüp ken-
di sonlarının onunkine benzemesinden şiddetle kaçınmalıdırlar.
Ancak bir noktanın üzerinde önemle durulması gerekir: Sa-
dece "Firavun enaniyeti" değil, enaniyetin her çeşidi şiddetli bir
beladır. Çünkü büyüklenmek aklı kapattığı için kişinin kibiri
kendisi fark etmeden şiddetlenebilir. Pek çok ayette de tarif
edildiği gibi bu, herşeyden önce Allah'ın tasvip etmediği bir ta-
vırdır. Bu nedenle özellikle müminler, hiçbir konuda nefislerinin
büyüklenmesine, böbürlenmesine, üstünlük iddiasında bulun-
masına izin vermemelidirler. Unutmamak gerekir ki nefse veri-
len en ufak bir fırsat çok büyük bir kayıpla sonuçlanabilir. Kişi
farkına varmadan yalnızca kendi fikirlerinin doğru olduğu, ken-
di tavırlarının üstün olduğu gibi bir saplantıya kapılabilir. Nite-
kim gururu, en şiddetli bir biçimde içinde büyüten Firavun da