Page 104 - Gözdeki Mucize
P. 104

Gözdeki Mucize


            ren işlemlerdir. Eğer gözler tesadüfen oluşmuş organlar olsalardı,

            bu derece büyük bir uyum nasıl gerçekleşirdi? Hangi tesadüf sani-
            yede milyonlarca farklı şifreyi değerlendiren hatta bu şifreleri bir-
            birleriyle birleştiren kusursuz bir mekanizma yaratabilir? Eğer göz-
            ler arasında bir uyumsuzluk olsaydı, gönderdikleri sinyaller birbir-
            lerine karışacak ve karmakarışık bir görüntü ortaya çıkacaktı. Ama

            böyle bir karmaşa söz konusu değildir.
                 Birbirleriyle uyum içinde yaratılan iki gözün gönderdikleri sin-
            yallerin, yine büyük bir uyum ile yaratılan beyin tarafından değer-

            lendirilmesi sonucunda ortaya kusursuz bir görüntü çıkar. Böyle
            muhteşem bir sistemin varlığını tesadüflerle açıklamaya imkan yok-
            tur. Allah'ın yaratışındaki kusursuzluk bir ayette şöyle ifade edilir:

                 O, bi ri di ğe riy le "tam bir uyum" (mu ta ba kat) için de ye di gök
                 ya rat mış  olan dır.  Rah man  (olan  Al lah)ın  ya rat ma sın da  hiç bir

                 "çe liş ki ve uy gun suz luk" gö re mez sin. İş te gö zü çe vi rip-gez dir;
                 her han gi bir çat lak lık (bo zuk luk ve çar pık lık) gö rü yor mu sun?
                 (Mülk Su re si, 3)



                 Uzaklık Algısı ve Derinlik Hissi

                 Uzaklığın belirlenmesinde beyin özel bir yöntem kullanır.
            Boyutları daha önceden bilinen bir cismin uzaklığı, retina üzerine
            düşen görüntünün büyüklüğünden tespit edilir. Örneğin bir insa-
            nın retinadaki görüntüsünün büyüklüğünden ne kadar uzakta
            olduğu aşağı yukarı hesaplanır.

                 İnsan hiçbir zaman böyle hesapların kendi beyninde otomatik
            olarak yapıldığını fark etmez. O sadece baktığı cismin uzak ya da

            yakın olduğunu fark eder. Eğer böyle hızlı çalışan bir hesap sistemi
            olmasaydı, uzaklık-yakınlık kavramları devamlı karışacağı için,
            hayat son derece güçleşirdi. Hiçbir aracı kullanamaz, yolda bile
            yürüyemezdik. Dış dünya, perspektifi olmayan karmaşık şekiller
            yığını haline gelirdi.


                                              102
   99   100   101   102   103   104   105   106   107   108   109