Page 615 - Yaratılış Atlası 3. Cilt
P. 615

Harun Yahya





                 Savaş, yalnızca ulusların yaşamları için gerekli bir unsur değil aynı zamanda, gerçekten medenileşmiş bir

                 ulusun en yüksek güç ve canlılık bulduğu kültürün vazgeçilmez bir parçasıdır... Savaş biyolojik açıdan hak-
                 lı kararlar verir, çünkü kararları nesnelerin doğasına dayanmaktadır... Bu yalnızca biyolojik bir kanun ol-
                 maktan öte, ahlaki bir yükümlülük ve uygarlığın vazgeçilmez bir parçasıdır!          74

                 Hiç şüphesiz bu telkinlere aldananların en büyük yanılgılarından biri insanın yapısının savaşmaya
             uygun olduğunu ve savaşmanın insanlar için kaçınılmaz olduğunu düşünmeleriydi. Onlara göre insan-
             lar savaştıkça enerji ve canlılık kazanmaktaydılar. Oysa bu büyük bir yalandır. Allah
             insanları, barıştan huzur bulacak bir yapıda yaratmıştır. Kaos ve çatışma insanın ru-                     Çat›flman›n, insan›n do-

             hunda büyük gerilim ve tedirginliklere neden olur. İnsanın sosyal, ekonomik ve kül-                     ¤as›nda oldu¤unu öne sü-
                                                                                                                     ren Darwinist mant›k, ba-
             türel açıdan en hızlı ilerleyişi huzur ve güvenliğin hakim olduğu ortamlarda müm-
                                                                                                                      r›fl ve huzur içinde yafla-
             kündür. Savaş ve çatışma ise yalnızca yıkım ve kayıp getirir. Gertrude Himmelfarb,                       mak yerine, milletleri sa-

             Darwin and the Darwinian Revolution (Darwin ve Darwinci Devrim) adlı kitabında,                            vafla teflvik etmektedir.
                                                                                                                      Ancak savafl›n masum si-
             sosyal Darwinizm'in savaşa bakış açısı için şu yorumda bulunur:
                                                                                                                        vil halk üzerindeki so-
                 Generaller için, öncelikli olan savaş ihtiyaçlarıydı, emperyalist maceralar ve ulusal de-                   nuçlar› ortadad›r.
                 neyler ardından geliyordu. Diğerleri için ise durum

                 tam tersiydi: Emperyalist ve milliyetçi tutkular sava-
                 şı ve militarizmi getirdi. Hatta öyleleri de vardı ki, sa-
                 vaşın üstünlüklerini, militarizm ve milliyetçilik gibi

                 sorumluluklar olmaksızın da seviyorlardı; bu en saf
                 ve en ön yargısız haliyle sosyal Darwinizm idi.     75
                 Evrimci antropolog ve Darwin'in yaşam öyküsü-
             nün yazarı Sir Arthur Keith de, savaş taraftarı oldu-

             ğunu açıkça ifade etmiş, kişisel olarak barışı sevmesi-
             ne rağmen böyle bir deneyimin, yani barışın sonuçla-
             rından korktuğunu söyleyerek oldukça çarpık bir ba-

             kış açısı sergilemiştir. Beş yüzyıl devam eden barış
             döneminden sonra dünyanın, "kaç sonbahar
             boyunca budanmamış ve sonsuz yıllar
             boyunca kontrol edilmeyen aşırı bir bü-
             yüme ile isyan etmiş bir meyve bahçe-

             si"ne dönüşeceği gibi mantık dışı bir
             öngörüde bulunmuştur.       76
                 Keith'in sözleri, Dar-

             winist telkinlerin insan-
             ları ne kadar acımasız-
             laştırabildiğinin
             bir gös-
   610   611   612   613   614   615   616   617   618   619   620