Page 21 - Yaşamın ve Evrenin Kökeni Konferansı
P. 21

Teknik ve Bilim Araştırma Vakfı

                Zamanımız kısıtlı olduğu için bugün bu özelliklerden yalnız bir
            tanesi olan, hücrenin içindeki bilişim sistemleri üzerinde durmak istiyorum.
            Biyokimyasal sistemler özünde bilişim sistemleridir. İçinde bilgi barındıran
            başlıca iki sınıf biyo-molekül vardır:
                1) DNA ve RNA gibi nükleik asitler;
                2) Proteinler.
                Her iki molekül çeşidi zincire benzer bir yapıya sahiptir. Bu moleküller
            hücre mekanizmasının daha küçük, alt birim moleküllerinin baş-kuyruk
            şeklinde bir araya gelip moleküler zincirler oluşturmasıyla meydana
            gelirler. DNA ve RNA söz konusu olduğunda, bu alt birim moleküllere
            “nükleotid” veya bazen “genetik harf” denir. Bunlar A,G,C ve T harfleriyle
            gösterilirler. Proteinlerin alt birim molekülleri ise amino asitlerdir. Genetik
            kod içerisinde yirmi farklı amino asit kodlanmıştır. Hücredeki mekanizmalar
            yalnız bu 20 çeşit amino asidi kullanarak proteinleri inşa ederler.
                Biyokimyagerler çoğu zaman proteinlerin inşa edilmesinde kullanılan
            RNA, DNA ve amino asitleri moleküler alfabeler olarak değerlendirirler.
            Alfabenin harfleri nasıl İngilizce veya Türkçe dilinde kelimeler oluşturmak
            için kullanılıyorsa, amino asit dizilimleri de hücre içinde belirli işlevleri
            gerçekleştiren biyokimyasal kelimeleri daha doğrusu –proteinleri–
            oluşturmak için kullanılır. Nükleotid dizilimleri de DNA üzerinde bilginin
            saklanması için kullanılır. Aslında DNA’nın işlevi hücre mekanizmasının
            protein inşa etmek için kullandığı bilgiyi saklamaktır. DNA molekülü
            üzerinde tek bir proteini oluşturmak için ihtiyaç duyulan bilgiyi içeren
            bölgelere gen adı verilir.
                Biyokimyasal sistemlerin bilişim sistemleri olduğunun anlaşılması
            hayatın bir Aklın eseri olduğunu gösterir. Neden mi? Çünkü bilgi ile kar-
            şılaştığımızda, bu bilginin ardında bir akıl olduğunu fark ederiz. Size bir
            mesaj ulaştığında, veya bir elektronik posta geldiğinde, posta kutusunda
            bir mektup gördüğünüzde ya da yol üzerine yerleştirilmiş bir işaret ile
            karşılaştığınızda hiç şüphesiz bunları bir aklın ortaya koyduğunu düşü-
            nürsünüz. Size birisi bir bilgi aktarmaya çalışılıyordur. İşte aynı şekilde bi-
            yokimyasal sistemlerin içerdiği bilgiyi gördüğümüzde, ilk olarak  bunların
            bir Akıl tarafından kaynaklandığını anlarız.






                                                                              19
   16   17   18   19   20   21   22   23   24   25   26