Page 170 - Kavimlerin Helakı
P. 170

168      KAV‹MLER‹N HELAKI























                Geçmifl zamanlarda timsaha tapan insanlar›n inan›fllar› ne derece garip ve ak›l
                almazsa günümüzde Darwinistlerin inan›fllar› da ayn› derecede ak›l almazd›r.
                Darwinistler tesadüfleri ve cans›z fluursuz atomlar› yarat›c› güç olarak kabul
                ederler hatta bu inanca bir dine ba¤lan›r gibi ba¤lan›rlar.


              insanlard›r. Bu nedenle evrim teorisi için "dünya tarihinin en büyük ve en
              etkili büyüsü" ifadesini kullanmak yerinde olacakt›r. Çünkü, dünya tari-
              hinde insanlar›n bu derece akl›n› bafl›ndan alan, ak›l ve mant›kla düflün-
              melerine imkan tan›mayan, gözlerinin önüne sanki bir perde çekip çok
              aç›k olan gerçekleri görmelerine engel olan bir baflka inanç veya iddia da-
              ha yoktur. Bu, Afrikal› baz› kabilelerin totemlere, Sebe halk›n›n Günefl'e
              tapmas›ndan, Hz. ‹brahim'in kavminin elleri ile yapt›klar› putlara, Hz.
              Musa'n›n kavminin alt›ndan yapt›klar› buza¤›ya tapmalar›ndan çok daha
              vahim ve ak›l almaz bir körlüktür. Gerçekte bu durum, Allah'›n Kuran'da
              iflaret etti¤i bir ak›ls›zl›kt›r. Allah, baz› insanlar›n anlay›fllar›n›n kapanaca-
              ¤›n› ve gerçekleri görmekten aciz duruma düfleceklerini birçok ayetinde
              bildirmektedir. Bu ayetlerden baz›lar› flöyledir:
                   fiüphesiz, inkar edenleri uyarsan da, uyarmasan da, onlar için fark et-
                   mez; inanmazlar. Allah, onlar›n kalplerini ve kulaklar›n› mühürle-
                   mifltir; gözlerinin üzerinde perdeler vard›r. Ve büyük azab onlarad›r.
                   (Bakara Suresi, 6-7)
                   … Kalpleri vard›r bununla kavray›p-anlamazlar, gözleri vard›r bu-
                   nunla görmezler, kulaklar› vard›r bununla iflitmezler. Bunlar hayvan-
                   lar gibidir, hatta daha afla¤›l›kt›rlar. ‹flte bunlar gafil olanlard›r. (Araf
                   Suresi, 179)
   165   166   167   168   169   170   171   172   173   174   175