Page 70 - Risale-i Nur - Lem'alar
P. 70

ONÜÇÜNCÜ  LEM’A                                                                                                            73

          mayesi; ademdir, nefiydir. Onlardaki fenalık ve çirkinlik, ademden geliyor.
          Çendan  suret-i  zahirîde  müsbet  ve  vücudî  de  görünseler,  esası  ademdir,
          nefiydir.  Hem  bilmüşahede  sabittir  ki:  Bina  gibi  bir  şeyin  Vücudu,  bütün
          eczasının mevcudiyetiyle takarrur eder. Halbuki onun harabiyeti ve ademi ve
          in'idamı, bir rüknün ademiyle hasıl olur. Hem Vücud, her halde mevcud bir
          illet ister. Muhakkak bir sebebe istinad eder. Adem ise, ademî şeylere istinad
          edebilir. Ademî birşey, madum birşeye illet olur.

                 İşte bu  iki kaideye binaendir ki:  Şeytan-ı  ins ve  cinnin  Kâinattaki
          müdhiş âsâr-ı tahribkâraneleri ve enva'-ı küfür ve dalalet ve şerr ve mehaliki
          yaptıkları halde, zerre mikdar İcada ve Hilkate müdahaleleri olmadığı gibi,
          Mülk-ü İlahîde bir hisse-i iştirakleri olamıyor. Ve bir İktidar ve bir Kudretle
          o işleri yapmıyorlar, belki çok işlerinde  İktidar ve Fiil değil, belki terk ve
          atalettir.  Hayrı  yaptırmamakla,  şerleri  yapıyorlar.  Yani,  şerler  oluyorlar.
          Çünki mehalik ve şerr, tahribat nevinden olduğu için, illetleri, mevcud bir
          iktidar ve fâil bir İcad olmak lâzım değildir. Belki bir emr-i ademî ile ve bir
          şartın bozulmasıyla koca bir tahribat olur.

                 İşte bu Sır, mecusilerde inkişaf etmediği içindir ki;  Kâinatta "yezdan"
          namıyla  bir  hâlık-ı  hayır,  diğeri  "ehriman"  namıyla  bir  hâlık-ı  şerr  itikad
          etmişlerdir. Halbuki onların ehriman dedikleri mevhum ilah-ı şerr, bir cüz'-i
          ihtiyarıyla ve icadsız bir kesble şerlere sebebiyet veren malûm şeytandır.

                 İşte ey ehl-i İman! Şeytanların bu müdhiş tahribatına karşı en mühim

                                                     ى

                                                        ى
          silâhınız ve cihazat-ı tamiriyeniz İstiğfardır ve " للّاب ذوعَا" demekle Cenab-
                                                      ٰ
                                                          ُ ُ
          ı Hakk'a ilticadır. Ve kal'anız Sünnet-i Seniyedir.

                 BEŞİNCİ  İŞARET:  Cenab-ı  Hak,  Kütüb-ü  Semaviyede  beşere
          karşı  şu  Cennet  gibi  azîm  mükâfat  ve  Cehennem  gibi  dehşetli  mücazatı
          göstermekle  beraber çok  İrşad,  İkaz,  İhtar,  Tehdid ve  Teşvik  ettiği halde;
          Ehl-i İman, bu kadar Esbab-ı Hidayet ve İstikamet varken hizb-üş şeytanın
          mükâfatsız çirkin zaîf desiselerine karşı mağlub olmaları, bir zaman beni çok
          düşündürüyordu.  Acaba  İman  varken,  Cenab-ı  Hakk'ın  o  kadar  şiddetli
          tehdidatına  ehemmiyet  vermemek   nasıl   oluyor?   Nasıl   İman   gitmiyor?
                                     ى
                      ى
           اًفي۪عض  نا   َك ناَطيَشل ا ديَك نا   Sırrıyla    şeytanın    gayet    zaîf   desisele-
                               َ ْ َ
                  َ َ
                          ْ
          rine kapılıp Allah'a isyan ediyor. Hattâ benim arkadaşlarımdan bazıları, yüz
          Hakikat  Dersini  Kalben  tasdik ile beraber benden  işittiği ve bana  karşı da
          fazla  hüsn-ü  zannı  ve  irtibatı  varken,  kalbsiz  ve  bozuk  bir  adamın
          ehemmiyetsiz ve riyakârane iltifatına kapıldı, onun lehinde benim aleyhimde

                           للّ
          bir vaziyete geldi.  ا  نا   حب   سف
                                     َ
                                 َ َ ٰ
                                    ُ ْ
   65   66   67   68   69   70   71   72   73   74   75