Page 115 - Komünizm Pusuda
P. 115

Adnan Oktar (Harun Yahya)
                                                                                  113



                 Ken di le ri, ona duy duk la rı sev gi ye rağ men ye me ği, yok su la, ye ti me ve
                 esi re ye di rir ler. "Biz si ze, an cak Al lah'ın yü zü (rı za sı) için ye di ri yo ruz;
                 siz den ne bir kar şı lık is ti yo ruz, ne bir te şek kür. Çün kü biz, asık su rat lı,
                 zor lu bir gün ne de niy le Rab bi miz’ den kor ku yo ruz." (İn san Su re si, 8-10)

                 So nuç

                 Bir toplumda sanatın ve bilimin gelişmesinin karşısındaki en
             önemli engel, komünizmin de en büyük dayatması olan tutuculuktur.
             Sürekli belirli dar kalıplar, yasak ve kısıtlamalar içinde, düşünmeye ve

             yaşamaya şartlandırılan bir toplumda bilim ve sanat da felç olur. Bilim
             ve sanatın gelişmesi için, insanların geniş düşünmesi, açık bir ufukla
             dünyaya bakmaları gerekir.
                 Bazı insanlar, bilimi ve sanatı donduran bu tutuculuğu çok yanlış

             bir yorum yaparak dine atfetmeye kalkarlar. Oysa Kuran'da öğretilen
             gerçek din, tutuculuğa, taassuba, yasakçılığa tamamen karşıdır, insan-
             lara olabildiğince özgür ve geniş bir düşünce ufku kazandırır. İnsanları
             Allah korkusu dışındaki tüm korkulardan, tedirginliklerden özgürleşti-

             rir. Bu özgürlük içinde de bilim, sanat ve düşünce alabildiğine gelişir.
             İnsanlar Allah'ın Kuran'da öğrettiği gibi derin düşünür, evreni, doğayı
             ve karşılaştıkları olayları hep akıllarını kullanarak değerlendirirler.
             Ayrıca din ahlakı, Allah'a ve dine hizmet anlayışını yerleştirerek, insan-

             lara sanat, bilim ve fikir üretmek için çok büyük bir şevk, heyecan ve
             istek kazandırır. Nitekim İslam dünyasının ilk yüzyıllarında bu sayede
             büyük bir "altınçağ" yaşanmıştır.
                 Komünizm ise, hem bir yandan tamamen tutucu bir siyasi ve sos-

             yal sistem kurmuş, hem de bir yandan insanların Allah'a olan inançla-
             rını yok ederek onların yaşama sevinçlerini, hayatlarına anlam veren
             gerçeği tahrip etmiştir. Sanatı, bilimi ve düşünceyi Marxizm gibi zor-
             lama bir teorinin boyunduruğu altına sokmuş ve baltalamıştır.

                 Bize bu gerçeği daha da çarpıcı bir şekilde gösterecek olan komü-
             nizm örnekleri ise, çeşitli uzak doğu ülkelerinde yaşanmıştır.
   110   111   112   113   114   115   116   117   118   119   120