Page 270 - Komünizm Pusuda
P. 270

KOMÜNİZM PUSUDA
       268



                   Dar win de ben ze ri ör nek ler ver miş, ör ne ğin Tür le rin Kö ke ni ad lı ki -
              ta bın da, yi ye cek bul mak için su ya gi ren ba zı ayı la rın za man la ba li na la ra
              dö nüş tü ğü nü id dia et miş ti. (B. G. Ranganathan, Origins?, Pennsylvania:
              The Banner Of Truth Trust, 1988)

                   Ama Men del'in keş fet ti ği ve 20. yüz yıl da ge li şen ge ne tik bi li miy le
              ke sin le şen ka lı tım ka nun la rı, ka za nıl mış özel lik le rin son ra ki ne sil le re ak -
              ta rıl ma sı ef sa ne si ni ke sin ola rak yık tı. Böy le ce do ğal se lek si yon "tek ba şı -
              na" ve do la yı sıy la tü müy le et ki siz bir me ka niz ma ola rak kal mış olu yor du.

                   Neo-Dar wi nizm ve Mu tas yon lar


                   Dar wi nist ler ise bu du ru ma bir çö züm bu la bil mek için 1930'la rın
              son la rın da, "Mo dern Sen te tik Te ori"yi ya da da ha yay gın is miy le neo-
              Dar wi nizm'i or ta ya at tı lar. Neo-Dar wi nizm, do ğal se lek si yo nun ya nı na
              "fay da lı de ği şik lik se be bi" ola rak mu tas yon la rı, ya ni can lı la rın gen le rin -
              de rad yas yon gi bi dış et ki ler ya da kop ya la ma ha ta la rı so nu cun da olu -
              şan  bo zul ma la rı  ek le di.  Bugün  de  hala  bilimsel  olarak  geçersiz
              olduğunu bilmelerine rağmen, Darwinistlerin savunduğu model neo-
              Darwinizm'dir. Teori, yeryüzünde bulunan milyonlarca canlı türünün,
              bu canlıların, kulak, göz, akciğer, kanat gibi sayısız kompleks organları-
              nın "mutasyonlara", yani genetik bozukluklara dayalı bir süreç sonu-
              cunda oluştuğunu iddia etmektedir. Ama teoriyi çaresiz bırakan açık bir
              bilimsel gerçek vardır: Mutasyonlar canlıları geliştirmezler, aksine her
              zaman için canlılara zarar verirler.

                   Bunun nedeni çok basittir: DNA çok kompleks bir düzene sahiptir.
              Bu molekül üzerinde oluşan herhangi bir tesadüfi etki ancak zarar verir.
              Amerikalı genetikçi B. G. Ranganathan bunu şöyle açıklar:

                   Mu tas yon lar kü çük, ras ge le ve za rar lı dır lar. Çok en der ola rak mey da na
                   ge lir ler ve en iyi ih ti mal le et ki siz dir ler. Bu üç özel lik, mu tas yon la rın ev -
                   rim sel bir ge liş me mey da na ge ti re me ye ce ği ni gös te rir. Za ten yük sek de re -
                   ce de özel leş miş bir or ga niz ma da mey da na ge le bi le cek rast lan tı sal bir
                   de ği şim, ya et ki siz ola cak tır ya da za rar lı. Bir kol sa atin de mey da na ge le -
                   cek ras ge le bir de ği şim kol sa ati ni ge liş tir me ye cek tir. Ona bü yük ih ti mal le
                   za rar ve re cek ve ya en iyi ih ti mal le et ki siz ola cak tır. Bir dep rem bir şeh ri
                   ge liş tir mez, ona yı kım ge ti rir. (Charles Darwin, The Origin of Species: A
                   Facsimile of the First Edition, Harvard University Press, 1964, s. 179)
   265   266   267   268   269   270   271   272   273   274   275