Page 271 - Komünizm Pusuda
P. 271
anten bacak
gözler
ağız
Ev rim ci ler yüz yı lın ba şın dan be ri si nek le ri mu tas yo na uğ ra ta rak,
fay da lı mu tas yon ör ne ği oluş tur ma ya ça lış tı lar. An cak on yıl lar ca
sü ren bu ça ba la rın so nu cun da el de edi len tek so nuç, sa kat, has ta -
lık lı ve ku sur lu si nek ler ol du. Üstte nor mal bir mey ve si ne ği ve
altta mu tas yo na uğ ra mış di ğer bir mey ve si ne ği görülmektedir.
Nitekim bugüne kadar hiçbir yararlı, yani genetik bilgiyi geliştiren
mutasyon örneği gözlemlenmedi. Tüm mutasyonların zararlı olduğu
görüldü. Anlaşıldı ki, evrim teorisinin "evrim mekanizması" olarak gös-
terdiği mutasyonlar, gerçekte canlıları sadece tahrip eden, sakat bırakan
genetik olaylardır. (İnsanlarda mutasyonun en sık görülen etkisi de kan-
serdir.) Elbette tahrip edici bir mekanizma "evrim mekanizması" ola-
maz. Doğal seleksiyon ise, Darwin'in de kabul ettiği gibi, "tek başına
hiçbir şey yapamaz." Bu gerçek bizlere doğada hiçbir "evrim mekaniz-
ması" olmadığını göstermektedir. Evrim mekanizması olmadığına göre
de, evrim denen hayali süreç yaşanmış olamaz.
Fo sil Ka yıt la rı:
Ara Form lar dan Eser Yok
Evrim teorisinin iddia ettiği senaryonun yaşanmamış olduğunun
en açık göstergesi ise fosil kayıtlarıdır.
Evrim teorisinin bilim dışı iddiasına göre bütün canlılar birbirlerin-
den türemişlerdir. Önceden var olan bir canlı türü, zamanla bir diğerine
dönüşmüş ve bütün türler bu şekilde ortaya çıkmışlardır. Teoriye göre
bu dönüşüm yüz milyonlarca yıl süren uzun bir zaman dilimini kapsa-
mış ve kademe kademe ilerlemiştir.
Bu durumda, iddia edilen uzun dönüşüm süreci içinde sayısız "ara