Page 65 - Kıyamet Günü
P. 65
Adnan Oktar (Harun Yahya)
la rı hak kın da fi kir sa hi bi kı lar. Al lah, ev ren de va r et ti ği ve ko ru du ğu
bu dü ze ni is te di ği şe kil de de ğiş tir me ye ve her şe yi bir plan da hi lin de
al tüst et me ye ka dir dir.
O gün ye rin bü tün ağır lık la rı nı dı şa at ma sı, ye rin al tın da ki yak -
o
la şık 4.500 C sı cak lı ğın da ki kat ma nın im kan bul du ğu her yer den
dı şa rı ta şa ca ğı an la mı na gel mek te dir. Bu na şüp he siz de niz ler in al -
tın da bu lu nan lar da da hil dir. Her han gi bir bel ge sel prog ra mın da
lav la rın de ni zin için de ki çı kı şı nı sey ret miş olan lar, bu kız gın mad -
de nin de niz su yun da oluş tur du ğu akıl la ra dur gun luk ve ren bir
man za ra ya şa hit ol muş lar dır. Oy sa kı ya met gü nü ger çek le şe cek olan
gö rün tü, bu man za ra dan çok da ha fark lı, çok da ha kap sam lı ve deh -
şet ve ri ci ola cak tır. Yer yü zün de ki bü tün de niz ler alev ler için de ka -
la cak, önü ne ge çi le me ye cek bir ateş ve alev top lu lu ğu in san la ra
yö ne le cek tir. O gün tüm de niz ler tu tuş tu rul muş tur.
Ko nuy la il gi li ayet te Al lah şu şe kil de buy rul mak ta dır:
De niz ler, tu tuş tu rul du ğu za man. (Tek vir Su re si, 6)
Ya şa nan olay lar so nu cu ka ra da ol du ğu gi bi de niz de de ya şam son
bu la cak tır. Nor mal şart lar da se rin lik ve ra hat lık his si ve ren de niz -
ler, bir an da et ra fa müt hiş bir sı cak lık ya ya cak tır. De niz ler de dev
dal ga lar ye ri ne alev bu lut la rı yer ala cak, ha va da ki du man ok si je ni
bü yük oran da tü ke te cek tir. Uç suz bu cak sız de niz le rin alev alev ya -
nan ve şid det le fo kur da yan gö rün tü sü, dün ya nın ge niş bir ala nı na
ha kim ola cak ve pek çok fe la ke ti de be ra be rin de ge ti re cek tir.
De niz le rin Taş ma sı
Ku ran'da kı ya met gü nü ger çek le şe ce ği bil di ri len olay lar dan bi ri
de de niz le rin taş ma sı dır. Bu ger çek biz le re ayet ler de şu şe kil de ha -
ber ve ril mek te dir:
De niz ler, fış kır tı lıp-ta şı rıl dı ğı za man... (İn fi tar Su re si, 3)
63