Page 40 - Risale-i Nur - Emirdağ Lâhikası
P. 40
42 YİRMİYEDİNCİ MEKTUBDAN
Üçüncü kısım: Fıtrî olmasa da, vaziyeti itibariyle Risale-i
Nur'a ekmek ve ilâç gibi muhtaç olan hastalar ve ihtiyarlardır. Çünki
Risale-i Nur Hayat-ı Bâkiyeyi güneş gibi gösterdiğinden ve dünyevî
hayatın fânilik cihetinde mahiyetini tam gösterdiğinden; dünyevî
hayatlarına ya hastalık veya ihtiyarlıkla darbe gelen ve gaflet veya
dalalet cihetiyle ölümü i'dam tevehhüm eden hastalar ve ihtiyarlar
Risale-i Nur'a o derece muhtaçtırlar ve öyle bir Teselli, bir Nur alırlar
ki; onların hastalık ve ihtiyarlığını sıhhat ve gençliğe tercih ettiriyor.
İhtar Edilen İkinci Nokta: Madem Arabîce altmışdörde
girdik, İşaret-i Gaybiye gelmesiyle Risale-i Nur tekemmül etmiş olur.
Eğer Rumi tarihi olsa, daha iki senemiz var. Halbuki çok mühim yerde
yazılmayan ve te'hir edilen Risaleler kalmış. Meselâ: “Otuzuncu
Mektub” ve “Otuzikinci Mektub” ve “Otuzikinci Lem'alar” gibi
ehemmiyetli mertebeler boş kalmış. Kalbime ihtar edilmiş ki: Eski
Said'in en mühim eseri ve Risale-i Nur'un Fatihası, Arabî ve matbu'
olan “İşarat-ül İ'caz Tefsiri”, “Otuzuncu Mektub” olacak ve olmuş.
Eski Said'in en son Te'lifi ve yirmi gün Ramazanda Te'lif edilen, kendi
kendine manzum gelen “Lemaat Risalesi”, “Otuzikinci Lem'a”
olması ve Yeni Said'in en evvel Hakikattan şuhud derecesinde Kalbine
zahir olan ve Arabî ibaresinde “Katre”, “Habbe”, “Şemme”,
“Zerre”, “Hubab”, “Zühre”, “Şu'le” ve onların zeyillerinden ibaret
büyükçe bir mecmua “Otuzüçüncü Lem'a” olması ihtar edildi. Hem
"Meyve" “Onbirinci Şua'” olduğu gibi, Denizli Müdafaanamesi de,
“Onikinci Şua'” ve hapiste ve sonra “Küçük Mektublar Mecmuası”
“Onüçüncü Şua'” olması ihtar edildi. Ben de Aziz Kardeşlerimin
tensiblerine havale ediyorum. Demek birkaç mertebede kapı açıktır,
bizlere daha iyi tetimmeler yazdırılabilir.
Aziz Kardeşlerime birer birer Selâm ediyorum. Kastamonu ve
civarındaki Kardeşlerimi de -eski zamanda olduğu gibi- daima beraber
görüyorum. Hiç merak etmesinler; Risale-i Nur tevakkuf etmiyor,
perde altında büyük Fütuhatı var. Sıkıntılarımızın neticeleri,
Risale-i Nur'un Derslerine daha ziyade nazar-ı dikkati celbedip
geniş bir dairede kendini okutturuyor. Onun için gayet çalışkan iki
Kardeşimiz olan baba ve oğlu; ve babası ziyade sıkıntı çekmelerinde
iftihar etsinler, orada muvakkat tevakkuftan müteessir olmasınlar.
Benim ve bizim nazarımızda onlar, eski mevkilerini tam muhafaza
ediyorlar.