Page 427 - Üst Akıl İngiliz Derin Devleti'nin İç Yüzü 2. Cilt
P. 427
Adnan Harun Yahya
yapılması doğru değildir. İnançlı veya inançsız her insan, bu toplum içinde
rahat ve özgürce yaşamaya, korunup saygı görmeye layıktır; hiç kimse inan-
cından dolayı sorgulanamaz, kınanamaz. Bu, her şeyden önce bizlere Kuran'ın
öğrettiği bir gerçektir:
Dinde zorlama (ve baskı) yoktur. (Bakara Suresi, 256)
Ve de ki: "Hak Rabbinizdendir; artık dileyen iman etsin, dileyen inkar etsin."
(Kehf Suresi, 29)
Artık sen, öğüt verip-hatırlat. Sen, yalnızca bir öğüt verici-bir hatırlatıcısın.
Onlara 'zor ve baskı' kullanacak değilsin. (Gaşiye Suresi, 21-22)
Burada Ed Husain'in inancını yitirdiğine ilişkin itiraflarını ifşa ederken
amacımız başkadır. Bu sözlerin sahibi olan kişi, kendisini Müslüman olarak
tanıtmakta, Müslümanları kurtarmak adına ortaya çıktığını iddia etmekte;
fakat aynı zamanda yoğun şekilde dinsizlik propagandası yapmaktadır. Bu
propaganda dahilinde Allah'ı, Kuran'ı ve İslam'ı suçlamakta (Yüce Rabbimizi,
Kutsal Kitabımız Kuran'ı ve İslam'ı tenzih ederiz), tüm Müslümanları potan-
siyel terörist olarak görmekte ve göstermekte ve hatta İngiliz Hükümeti'ne
Müslümanların fişlenmesi gerektiğini salık verip onların takip edilmeleri ge-
rektiğine inanmaktadır.
"Müslümanım" diyerek ortaya çıkan, fakat Müslümanlara yönelik bu tip
faaliyetler yürüten bir kişinin, İslam ve Allah inancı konusundaki gerçek fi-
kirleri önemlidir ve bilinmelidir. Bu bilindiğinde insanların değerlendirmeleri
de buna göre olacaktır. Özellikle Müslümanlar, kendilerini aldatma hatasına
düşmeyeceklerdir. Dolayısıyla, buradaki eleştiri konumuz inançsızlık veya
inançsız insanlar değil; Müslüman görünümü altında Müslümanlığa aykırı
düşünen ve bu düşüncesini yaygınlaştırmaya çalışanlardır.
Kitabında, lisedeyken Cemaat-i İslami faaliyetlerine destek verdiğini an-
latan Ed Husain, kendi anlatımıyla bir süre sonra Hizb ut-Tahrir'e girmiş ve
grubun düzenli toplantılarına katılmıştır. Anlatımlarına göre Husain'in Hizb
ut-Tahrir'deki faaliyetleri İngiliz derin devleti tarafından desteklenmiş ve bu
grup üyelerinin verdiği demeçler gazetelerde, televizyonlarda yer almıştır. Ed
Husain kitabında bunu açıkça belirtmektedir: