Page 168 - Evrim Aldatmacası
P. 168
E V R İ M A L D A T M A C A S I
Wood ve Collard'ın vardığı sonuç, anlattığımız gerçeği doğrula-
maktadır: Tarihte "ilkel insan ataları" yoktur. Bu şekilde gösterilen can-
lılar, gerçekte Australopithecus kategorisine dahil edilmeleri gereken
maymunlardır. Fosil kayıtları, bu soyu tükenmiş maymunlar ile, fosil
kayıtlarında aniden ortaya çıkan Homo yani insan türü arasında hiç bir
evrimsel ilişki olmadığını göstermektedir.
Homo Erectus ve Sonrası: Gerçek İnsanlar
Evrimcilerin hayali şemasına göre Homo türünün kendi içindeki
sözde evrimi şöyledir: Önce Homo erectus, sonra Homo sapiens archaic
ve Neandertal insanı, sonra da Cro-magnon Adamı ve günümüz insa-
nı... Oysa bu sınıflamaların hepsi, gerçekte sadece özgün insan ırkları-
dır. Aralarındaki fark, bir eskimo ile bir zenci ya da bir pigme ile Avru-
palı arasındaki farktan daha büyük değildir.
Öncelikle evrimcilerin en ilkel tür saydıkları Homo erectus'u ince-
leyelim. "Erect" terimi "dik" demektir. Homo erectus ise "dik yürüyen
insan" anlamına gelir. Evrimciler bu insanları, "erect" sıfatı ile önceki-
lerden ayırmak zorunda kalmışlardır. Çünkü eldeki tüm Homo erectus
fosilleri, Australopithecus ya da Homo habilis örneğinde görülmediği
kadar diktir. Günümüz insanının iskeleti ile Homo erectus iskeleti ara-
sında hiçbir fark yoktur.
Evrimcilerin Homo erectus'u "ilkel" saymaktaki en önemli daya-
nakları ise, kafatası hacminin (900-1100 cc.) günümüz insanının orta-
lamasından küçüklüğü ve kalın kaş çıkıntılarıdır. Oysa bugün de dün-
yada Homo erectus'la aynı kafatası ortalamasında pek çok insan
yaşamaktadır (örneğin pigmeler) ve bugün de çeşitli ırklarda kaş çıkın-
tıları vardır (örneğin Avusturalya yerlileri Aborijinler'de).
Kafatası hacmi farklılığının zeka ve beceri yönünden hiçbir fark
oluşturmadığı ise bilinen bir gerçektir. Zeka, beynin hacmine göre
değil, beynin kendi içindeki organizasyonuna göre değişir. 98
166