Page 230 - Evrim Aldatmacası
P. 230

E V R İ M       A L D A T M A C A S I


              mineral ya da bileşik deney tüpüne konulmamıştır. Oksidasyon sebe-
              biyle amino asitlerin varlığına imkan vermeyecek oksijen bunlardan

              yalnızca birisidir. Kaldı ki, hazırlanan ideal laboratuvar koşullarında
              bile, "soğuk tuzak" (cold trap) denen mekanizma olmadan amino asit-
              lerin aynı ortamda parçalanmadan varlıklarını sürdürebilmeleri müm-
              kün değildir.

                   Miller deneyiyle evrimciler, aslında evrimi kendi elleriyle çürüt-

              müşlerdir. Çünkü deney, amino asitlerin ancak tüm koşulları özel ola-
              rak ayarlanmış bir laboratuvar ortamında, bilinçli müdahalelerle elde
              edilebileceğini kanıtlamıştır. Yani canlılığı ortaya çıkaran güç, bilinçsiz
              tesadüfler değil, "yaratılış"tır.

                   Evrimcilerin bu açık gerçeği kabul etmemeleri, bilime tamamen

              aykırı birtakım önyargılara sahip olmalarından kaynaklanır. Nitekim
              Miller Deneyi'ni öğrencisi Stanley  Miller ile birlikte organize eden
              Harold Urey, bu konuda şu itirafı yapmıştır:

                   Yaşamın kökeni konusunu araştıran bizler, bu konuyu ne kadar çok
                   incelersek inceleyelim,  hayatın herhangi bir yerde evrimleşmiş

                   olamayacak kadar kompleks olduğu sonucuna varıyoruz. (Ancak)
                   Hepimiz bir inanç ifadesi olarak, yaşamın bu gezegenin üzerinde ölü
                   maddeden evrimleştiğine inanıyoruz. Fakat kompleksliği o kadar
                   büyük ki, nasıl evrimleştiğini hayal etmek bile bizim için zor. 138


                   İlk Dünya Ortamı ve Proteinler


                   Daha önce saydığımız bütün tutarsızlıklarına rağmen evrimciler,
              amino asitlerin ilk dünya ortamında kendi kendilerine nasıl oluşabil-
              dikleri sorusunu, Miller deneyi ile geçiştirmeye çalışırlar. Bu geçersiz

              deneyle söz konusu sorunun çoktan çözülmüş olduğu gibi bir izlenim
              vererek, bugün bile yanlış propaganda yapmaya devam etmektedirler.






               228
   225   226   227   228   229   230   231   232   233   234   235