Page 44 - Evrim Aldatmacası
P. 44
T
T
T
T
T
T
T
T
T
T
T
R
R
R
R
R
İ
İ
İ
R
R
A
A
A
A
A
A
A
A
A
A
A
T
M
T
T
T
M
M
M
M
M
V
V
V
V
V
V
E E E E E E E V R İ M A L D A T M A C A S I
V
V
V
V
R
R
R
R
R
V
V
R
Genetik biliminin keşfinin ardından evrim teorisini canlı tutmak için ortaya atılan
Neo-Darwinizm ve teorisyenleri: Ernst Mayr, Theodosius Dobzhansky, Julian Huxley
deneylerin hepsi başarısız oldu. Bilimsel bulgu ve deneyler, canlılığın
yapıtaşı olan proteinlerden tek bir tanesinin bile tesadüflerle oluşama-
yacağını ortaya koydu. En küçük canlı birimi olan hücre ise -evrimcile-
rin iddia ettiği gibi- ilkel ve kontrolsüz dünya koşullarında rastlantılar
sonucu oluşmak şöyle dursun, 21. yüzyılın en ileri teknolojilerine sahip
laboratuvarlarında bile sentezlenemedi.
Neo-Darwinist teori, bir yandan da fosil kayıtları tarafından hezi-
mete uğradı. Yıllar süren arkeolojik çalışmalarda bulunan fosiller ara-
sında, neo-Darwinist teorinin öne sürdüğü gibi, canlıların ilkel türler-
den gelişmiş türlere kademe kademe evrimleştiğini göstermesi gereken
"ara geçiş formları"na dünyanın hiçbir yerinde rastlanamadı. Yürütülen
karşılaştırmalı anatomi çalışmaları ise, birbirlerinden evrimleştikleri
varsayılan canlıların çok farklı anatomik özelliklere sahip olduklarını ve
asla birbirlerinin atası ya da devamı olamayacaklarını gösterdi.
Ama neo-Darwinizm bilimsel bir teori değil, ideolojik bir dogma,
hatta bir tür "batıl din"di. Öyle ki neo-Darwinist teorinin en önde gelen
kurucularından biri olan Julian Huxley, 1958'de yayınladığı Religion
Without Revelation (Vahiysiz Din) adlı kitabında bunu açıkça ifade
etmişti. Huxley, evrimin neden bir din olduğunu bir başka yazısında da
şöyle açıklıyordu:
4 42 2