Page 456 - Evrim Aldatmacası
P. 456

E V R İ M       A L D A T M A C A S I


                   Buna rağmen en net sesler beyinde algılanır. Öylesine bir netliktir
              ki bu; sağlıklı bir insan kulağı sesleri hiçbir parazit, hiçbir cızırtı olmak-

              sızın duyar. Ses geçirmeyen beyninizde bir orkestranın senfonilerini
              dinlersiniz, kalabalık bir ortamın tüm gürültüsünü duyarsınız, bir yap-
              rağın hışırtısından jet uçaklarının gürültüsüne dek geniş bir frekans
              aralığındaki tüm sesleri algılayabilirsiniz. Ama o anda hassas bir cihazla

              beyninizin içindeki ses düzeyi ölçülse burada derin bir sessizliğin
              hakim olduğu görülecektir.

                   Koku algımızın oluşması da buna benzerdir: Vanilya kokusu, gül
              kokusu gibi uçucu moleküller, burnun epitelyum denilen bölgesindeki
              titrek tüylerde bulunan alıcılara gelirler ve bu alıcılarda etkileşime girer-

              ler. Bu etkileşim beynimize elektrik sinyali olarak iletilir ve koku olarak
              algılanır. Sonuçta bizim güzel ya da çirkin diye adlandırdığımız kokula-
              rın hepsi uçucu moleküllerin etkileşimlerinin elektrik sinyaline dönüş-
              türüldükten sonra, beyindeki algılanış biçiminden başka bir şey değil-

              dir. Bir parfümü, bir çiçeği, sevdiğiniz bir yemeği, deniz kokusunu,
              hoşunuza giden ya da gitmeyen her türlü kokuyu beyninizde algılarsı-
              nız. Fakat koku molekülleri beyne hiçbir zaman ulaşamazlar. Ses ve
              görüntüde olduğu gibi beyninize ulaşan yalnızca elektrik sinyalleridir.

              Sonuç olarak, doğduğunuz andan itibaren dışarıdaki nesnelere ait ola-
              rak bildiğiniz kokular duyu organlarınız aracılığı ile hissettiğiniz elek-
              trik uyarılarıdır. Bir kokunun dışarıdaki gerçek haliyle hiçbir zaman
              muhatap olmazsınız.

                   Benzer şekilde, insan dilinin ön tarafında da dört farklı tip kimya-

              sal alıcı vardır. Bunlar tuzlu, tatlı, ekşi ve acı tadlarına karşılık gelir. Tat
              alıcılarımız bir dizi kimyasal işlemden sonra bu algıları elektrik sinyal-
              lerine dönüştürür ve beyne iletirler. Bu sinyaller de beyin tarafından tat
              olarak algılanırlar. Bir çikolatayı ya da sevdiğiniz bir meyveyi yediğiniz-

              de aldığınız tat, elektrik sinyallerinin beyin tarafından yorumlanması-
              dır. Dışarıdaki nesneye ise asla ulaşamazsınız; çikolatanın kendisini



               454
   451   452   453   454   455   456   457   458   459   460   461