Page 243 - Rohingyalar Güzeldir
P. 243

Adnan Oktar (Harun Yahya)                        241





             tesadüfen oluşamayacağı çok açıktır. Aynı durum kulak için de geçer-
             lidir. Dış kulak, çevredeki sesleri kulak kepçesi vasıtasıyla toplayıp
             orta kulağa iletir; orta kulak aldığı ses titreşimlerini güçlendirerek iç
             kulağa aktarır; iç kulak da bu titreşimleri elektrik sinyallerine dönüş-

             türerek beyne gönderir. Aynen görmede olduğu gibi duyma işlemi de
             beyindeki duyma merkezinde gerçekleşir.
                  Gözdeki durum kulak için de geçerlidir, yani beyin, ışık gibi sese

             de kapalıdır, ses geçirmez. Dolayısıyla dışarısı ne kadar gürültülü de
             olsa beynin içi tamamen sessizdir. Buna rağmen en net sesler beyinde
             algılanır. Ses geçirmeyen beyninizde bir orkestranın senfonilerini din-
             lersiniz, kalabalık bir ortamın tüm gürültüsünü duyarsınız. Ama o
             anda hassas bir cihazla beyninizin içindeki ses düzeyi ölçülse, burada

             keskin bir sessizliğin hakim olduğu görülecektir. Net bir görüntü elde
             edebilmek ümidiyle teknoloji nasıl kullanılıyorsa, ses için de aynı
             çabalar onlarca yıldır sürdürülmektedir. Ses kayıt cihazları, müzik
             setleri, birçok elektronik alet, sesi algılayan müzik sistemleri bu çalış-
             malardan bazılarıdır. Ancak, tüm teknolojiye, bu teknolojide çalışan
             binlerce mühendise ve uzmana rağmen kulağın oluşturduğu netlik ve
             kalitede bir sese ulaşılamamıştır.

                  En büyük müzik sistemi şirketinin ürettiği en kaliteli müzik seti-

             ni düşünün. Sesi kaydettiğinde mutlaka sesin bir kısmı kaybolur veya
             az da olsa mutlaka parazit oluşur veya müzik setini açtığınızda daha
             müzik başlamadan bir cızırtı mutlaka duyarsınız. Ancak insan vücu-
             dundaki teknolojinin ürünü olan sesler son derece net ve kusursuz-
             dur. Bir insan kulağı, hiçbir zaman müzik setinde olduğu gibi cızırtı-
             lı veya parazitli algılamaz; ses ne ise tam ve net bir biçimde onu algı-
             lar. Bu durum, insan yaratıldığı günden bu yana böyledir. Şimdiye

             kadar insanoğlunun yaptığı hiçbir görüntü ve ses cihazı, göz ve kulak
             kadar hassas ve başarılı birer algılayıcı olamamıştır. Ancak görme ve
   238   239   240   241   242   243   244   245   246   247   248