Page 482 - Hz. İsa'nın Geliş Alametleri
P. 482

Hz. ‹sa'n›n
                                        Gelifl Alametleri









                          20. Yüzy›ldaki Sonuçsuz Çabalar

                    20. yüzy›lda hayat›n kökeni konusunu ele alan ilk evrimci, ünlü
                Rus biyolog Alexander Oparin oldu. Oparin, 1930'lu y›llarda ortaya
                att›¤› birtak›m tezlerle, canl› hücresinin tesadüfen meydana gelebile-

                ce¤ini ispat etmeye çal›flt›. Ancak bu çal›flmalar baflar›s›zl›kla sonuç-
                lanacak ve Oparin flu itiraf› yapmak zorunda kalacakt›: "Maalesef
                hücrenin kökeni, evrim teorisinin tümünü içine alan en karanl›k
                noktay› oluflturmaktad›r."  68
                    Oparin'in yolunu izleyen evrimciler, hayat›n kökeni konusunu
                çözüme kavuflturacak deneyler yapmaya çal›flt›lar. Bu deneylerin en
                ünlüsü, Amerikal› kimyac› Stanley Miller taraf›ndan 1953 y›l›nda dü-
                zenlendi. Miller, ilkel dünya atmosferinde oldu¤unu iddia etti¤i gaz-

                lar› bir deney düzene¤inde birlefltirerek ve bu kar›fl›ma enerji ekleye-
                rek, proteinlerin yap›s›nda kullan›lan birkaç organik molekül (amino-
                asit) sentezledi.
                    O y›llarda evrim ad›na önemli bir aflama gibi tan›t›lan bu deneyin
                geçerli olmad›¤› ve deneyde kullan›lan atmosferin gerçek dünya koflul-
                lar›ndan çok farkl› oldu¤u, ilerleyen y›llarda ortaya ç›kacakt›.
                    Uzun süren bir sessizlikten sonra Miller'in kendisi de kulland›¤›
                atmosfer ortam›n›n gerçekçi olmad›¤›n› itiraf etti.  69
                    Hayat›n kökeni sorununu aç›klamak için 20. yüzy›l boyunca yü-
                rütülen tüm evrimci çabalar hep baflar›s›zl›kla sonuçland›. San Diego

                Scripps Enstitüsü'nden ünlü jeokimyac› Jeffrey Bada, evrimci Earth
                dergisinde 1998 y›l›nda yay›nlanan bir makalede bu gerçe¤i flöyle ka-
                bul eder:
                    Bugün, 20. yüzy›l› geride b›rak›rken, hala, 20. yüzy›la girdi¤imizde sa-
                    hip oldu¤umuz en büyük çözülmemifl problemle karfl› karfl›yay›z: Ha-
                    yat yeryüzünde nas›l bafllad›?  70





                                                0
                                               8
                                              4 480
   477   478   479   480   481   482   483   484   485   486   487