Page 304 - Risale-i Nur - Tarihçe-i Hayat
P. 304
306 BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ
tahtında müteaddid tabakalar var. Bir tabakası da, mânâ-yı işarî ve
remzîdir ve o mânâ-yı işarî de, bir küllîdir; her asırda cüz'iyatları var.
Risale-i Nur dahi bu asırda, o mânâ-yı işarî tabakasının külliyetinde bir
ferdidir ve o ferdin, kasden bir medar-ı nazar olduğuna ve ehemmiyetli
bir vazife göreceğine, eskidenberi Ulemâ mâbeyninde cârî bir Düstur-u
Cifrî ve Riyazî ile karineler, belki Hüccetler gösterilmiş iken; Kur'an
Âyetini veya Sarahatını değil incitmek, belki İ’caz ve Belâgatına Hizmet
ediyor. Bu nevi İşârât-ı Gaybiyeye itiraz edilmez. Ehl-i Hakikatın
nihayetsiz İşârât-ı Kur'aniyeden hadd ve hesaba gelmiyen istihracatlarını
inkâr edemiyen, bunu da inkâr etmemeli ve edemez. Amma benim gibi
ehemmiyetsiz bir adamın elinde böyle ehemmiyetli bir Eserin zuhur
etmesini istiğrab ve istib'ad edip itiraz eden zât, eğer buğday tanesi kadar
bir çam çekirdeğinden dağ gibi çam ağacını Halkeylemek Azamet ve
Kudret-i İlâhiyeye delil olduğunu düşünse; elbette bizim gibi acz-i
mutlak, fakr-ı mutlakta, ihtiyac-ı şedid zamanında böyle bir Eserin
zuhuru, Vüs'at-ı Rahmet-i İlâhiyeye delildir demeye mecbur olur. Ben,
sizi ve mu'terizleri, Risale-i Nur'un Şerefi ve Haysiyetiyle temin
ediyorum ki; bu İşaretler ve Evliyânın îmalı Haberleri, Remizleri, beni
dâima Şükre ve Hamde ve kusurlarımdan istiğfara sevk etmiş. Hiçbir
dakika nefs-i emmareye medar-ı fahr ve gurur olacak bir enaniyet ve
benlik vermediğini, size bu yirmi senelik hayatımın göz önünde
tereşşuhatiyle isbat ediyorum. Evet, bu Hakikatla beraber, İnsan
kusurlardan, nisyandan, sehivden hâlî değil. Benim bilmediğim çok
kusurlarım var; belki de fikrim karışmış; Risalede hatâlar da olmuş. Bu
zamanda gayet kuvvetli ve Hakikatlı milyonlar Fedakârları bulunan
meşrebler, meslekler bu dehşetli dalâlet hücumuna karşı zâhiren
mağlûbiyete düştükleri halde; benim gibi yarım Ümmî ve kimsesiz,
mütemadiyen tarassud altında, karakol karşısında ve müdhiş müteaddid
cihetlerle aleyhimde propagandalar ve herkesi tenfir etmek vaziyetinde
bulunan bir biçare, o mesleklerden daha ileri, kuvvetli dayanan Risale-i
Nur'a Sahib değildir. O Eser, Onun Hüneri olamaz ve Onunla iftihar
edemez. Belki doğrudan doğruya Kur'an-ı Hakîm'in bu zamanda bir
Mu'cize-i Mâneviyesidir ve Rahmet-i İlâhiye tarafından İhsan edilmiştir.
O adam, binler arkadaşiyle beraber, o Hediye-i Kur'aniyeye el atmış. Her
nasılsa birinci tercümanlık vazifesi Ona düşmüş. Onun Fikri ve İlmi ve
Zekâsının eseri olmadığına delil Risale-i